Meral Akşener’in konuşma metinlerini kim yazıyorsa bazen Meral Akşener’i çift kişilik hâline sokmaktadır.

İP’in gerçekleşen son grup toplantısında Meral Akşener’in kurduğu “Biz 28 Şubat’ın karşısında olduk” cümlesi bunun son örneği olmuştur.

Bu konuda bizler de yanıldık ve onu 28 Şubat’ın karşısında durdu sanıyorduk. Oysa o çıktığı 32. Gün programında 28 Şubat’ın karşısında değil bizzat yanında durduğunu cümle cümle göstermişti.

İşte Akşener’in 32. Gün programında Mehmet Ali Birand’ın sorularına verdiği cevaplar şöyleydi:

Akşener: Ben imza attım Milli Güvenlik Kurulu kararlarına, orada katılanlardan birisi olarak. Gönülden inanıyorum, uygulanacak. Uygulanması gerektiğine de gönülden inanıyorum. Eğer bir rezervim olsaydı orada konuşurdum.

Birand: Uygulanmasa bırakır mısınız hükümeti?

Akşener: Başka çaresi yok, uygulanacak!

Birand: Uygulanmadığını gördüğünüz takdirde istifa eder misiniz?

Akşener: Şimdi bakın, İçişleri Bakanı olarak ben, benim görev alanıma düşen ki, büyük bir çoğunluğu da bize düşüyor bu işin. Milli Güvenlik Kurulu kararlarının Milli Eğitime düşen var, Diyanet’e düşen var, Adalet Bakanlığı’na düşen var. Şimdi Adalet Bakanlığı çalışıyor. Onlar da bir genelde yayınladı. Ben uygulamayacağım. Milli Güvenlik Kurulu kararları uygulanacak.

Birand: Kıyafet yasası mesela en kolay uygulanacak olan.

Akşener: Evet

Birand: Ve bir türlü uygulanamıyor.

Akşener: Uygulanacak, göreceksiniz uygulanacak.

***

Bu cümlelerin herhangi bir yerinde Meral Akşener’in “Biz 28 Şubat’ın karşısında olduk” sözünü haklı çıkaracak bir emare var mı?

Meral Akşener’in 32. Gün programında söyledikleri Türkiye’de herkes tarafından özellikle son bir yıl içinde defalarca izlenmişken “Biz 28 Şubat’ın karşısında olduk” diyerek millete nutuk atmasının psikolojisi nedir ki?

Meral Akşener’in konuşma metinlerini yazan, onun 32. Gün programındaki sözlerini unuttuğu için mi, yoksa milletle dalga geçmek için mi bunu yapmaktadır?

Üstüne basa basa o dönemin İçişleri Bakanı olarak “Milli Güvenlik Kurulu kararları (28 Şubat) uygulanacak ” diyen birine “Biz 28 Şubat’ın karşısında olduk” dedirtmek aynı zamanda Meral Akşener ile de dalga geçmektir.

Meral Akşener’in promptere yansıtılan her şeyi tartmadan-biçmeden okuması “Kemal Kılıçdaroğlu’nu nasıl saf dışı eder de Ekrem İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı yaparım” türünden yaşadığı kafa karışıklığıyla şuuruna perde indiğinin mi göstergesidir?

Meral Akşener, milliyetçi rolü oynayan ama milliyetçi olmayandır.

Meral Akşener, Ülkücü rolü oynayan ama Ülkücü olmayandır.

Meral Akşener, muhafazakâr rolü oynayan ama muhafazakâr olmayandır.

Bu üçünün kanıtı olarak sadece Ekrem İmamoğlu gibi bir adama duyduğu siyasi aşk üzerinden değerlendirme yapabilirsiniz. Çok örnek vardır ama Ekrem İmamoğlu’na hipnoz olmuş gibi bağlanması bile tek başına örnektir.

28 Şubat sürecine karşıymış gibi rol kesip, aslında karşı olmadığı ortaya çıkan Meral Akşener’in Türk siyasetinde rol yapmadığı bir konuyu gören var mı?

Meral Akşener, 28 Şubat hikâyelerini bırak da “İktidara gelirsek Kürt açılımı başlatacağız” tarzındaki Ruşen Çakır’a yaptığın konuşmalar hakkında açık seçik konuş bakalım, neyin açılımını yapacaksın?

Ruşen Çakır’a “Kürtler ne istiyorsa soracağız” diyerek gevelediğin “Çift unsurluluk isteniyor mu, istenmiyor mu? Yarın ayrı bir devlet isteniyor mu, istenmiyor mu? Federasyon isteniyor mu, istenmiyor mu? Abdullah Öcalan’ın fi tarihinde söylediği bir şey: ‘Biz büyük hatalar yaptık’. Bunlar bu ülkede konuşuluyor mu? Konuşulmuyor. Velhasıl-ı kelam dönüyoruz bireye. Eğer Kürt’se Ruşen Bey, ne istiyorsun kardeşim, ne istiyorsun kardeşim, ‘nasıl yani’si”  cümleleri neyin nesidir?

Daha 1-2 yıl öncesine kadar senin partinin genel başkan yardımcı ve milletvekili olan Ümit Özdağ, geçtiğimiz günlerde “İyi Parti’nin kuruluşu sırasında Akşener’le yapmış olduğumuz konuşmalarda bana iki kez şu soruyu sordu: ‘Ümit Bey, bir helikoptere atlayıp Kandil’e gitsem, Duran Kalkan’a ve Cemil Bayık’a sorsam, ulan siz ne istiyorsunuz anlatın bakalım’. İlk duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Şaka yaptığını düşündüm ve ‘Meral Hanım böyle bir şey olmaz. Böyle bir şey yaparsanız sizi hemen elinizi kolunuzu bağlarlar, ilk mağaraya atarlar’ dedim ve aynı soruyu bir başka toplantıda tekrar sordu. Dışarıda bir daha söylememesi gerektiğini söyledim” cümlelerini kurdu. Niçin sen yahut partinden herhangi birisi cevap vermiyor-veremiyor?

Şimdi diyebilirsiniz ki; “Ümit Özdağ, MHP hakkında da bazı iddialarda bulundu. Biz de onlara inanalım mı?”

Biz, Ümit Özdağ’ın her iddiasına, iftirasına cevap verdik. Buyurun siz de bu konuda Ümit Özdağ’a cevap verin de dinleyelim, izleyelim. Niçin susuyorsunuz? HDP ile ittifakınız, terörist Demirtaş ile kahvaltı hayaliniz mi bozguna uğrar?

28 Şubat masallarını geçin, bizlere biraz gerçeklerden bahsedin…