Zilletin yalan ve çarpıtma gayreti

Sıtkı Şeremetli

Zilletin yalan ve çarpıtma gayreti

(Orhan KARATAŞ)

        MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin, bir meslek örgütü olmaktan çıkıp, terörün, ihanetin, bölücülerin hamisi ve destekçisi haline gelen Türk Tabipleri Birliğini ifşa etmesi ve kapatılmasını istemesi, zillet ortaklarını çok ama çok rahatsız etti. Bu rahatsızlık bile Sayın Bahçeli’nin açıklamalarının ne kadar doğru, talebinin ne kadar haklı olduğunu anlatmaya da, anlamaya da fazlasıyla yeter. Zira, zillet bir işin içindeyse zaten oradan ne bu millete, ne bu ülkeye, ne bu devlete bir hayır gelmesi mümkün değildir. Zilleti oluşturan CHP-HDP-İP-SP ve onların yeni yancıları Deva ve Gelecek’ten bugüne kadar doğru, haklı, isabetli, faydalı tek bir laf duyan, tek bir icraat gören olmamıştır.

KILIÇDAROĞLU’NUN SİCİLİNE UYGUN

Zilletin nereden gelip nereye gittiğini, kimlere ve neye hizmet ettiğini kirli ve bozuk sicillerinden dolayı çok iyi biliyoruz. Bu hallerine bakmadan bir de çıkıp aklımızla alay eden açıklamalar yapıyorlar. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Tabipleri Birliğini ziyaret etmiş. Bizim için sürpriz yok. Türk milleti ve devleti ile sorunlu her kim varsa Kemal Kılıçdaroğlu’nun onlarla olması, ziyaret etmesi varlık sebebinin gereğidir. Nitekim, sicili terör örgütlerini sahiplenmenin, bunun yanında devletin bekasını korumaya yönelik her türlü faaliyete saldırmanın sayısız örnekleriyle doludur. Terörist Demirtaş’a sahip çıkıp, PKK-PYD’yi terör örgütü görmediğini Türk milletinin gözünün içine bakarak açıklamış birinden söz ediyoruz. Elbette Türk Tabipleri Birliği yönetimini atlamayacak ve onlara sahip çıkacaktı.

YALAN VE SAPTIRMA

İhanete ortaklık etmesi yetmiyormuş gibi bir de çarpıtmanın, aldatmanın zirvelerinde dolaşıyor. Yaptığı açıklama skandal ötesi. “Ne olduysa birden sağlık çalışanları suçlu oldu?” diye başlayan cümlesinde güya sağlık çalışanlarına sahip çıkıyor, ama tam da TTB’nin yaptığı gibi tamamen asılsız cümleler kurarak, hem sağlık çalışanlarının olağanüstü emeğini yok ediyor, hem de toplumu infiale sürüklemeye, verilen mücadeleyi boşa çıkarmaya uğraşıyor. Sayın Bahçeli’nin sözleri sanki sağlık çalışanlarına yönelikmiş gibi bir yalana sarılıyor. Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli’nin sözleri için, “Hayatımda duyduğum en saçma söz” derken, tam olarak kendini tarif ediyor. Herkes elini vicdanına koysun ve cevap versin: Terör örgütleri ile özdeşleşmiş bir kurumun, hekimleri temsil etmesine itiraz etmek ve kapatılmasını istemek mi saçmalık, böyle bir ihanet örgütlenmesini ziyaret edip destek vermek, yalan, yanlış şeylerle vefakâr ve cefakâr sağlık çalışanlarımızın moralini bozup nifak sokmaya uğraşmak mı saçmalık? Kılıçdaroğlu, saçmalamakla sınırlı kalsa emin olun şükredeceğiz. Son örnekte de görüldüğü gibi her sözü ve davranışı ile saçmalığın ötesine geçip, ihanetin tam ortasında yer alıyor. Açıklamalarının sonunda bir de milleti kahvehanelerde her defasında yeni açılacak kâğıt desteleri ile kumar oynamaya teşvik etmesi var ki, eminim kendi partililerini bile utandırmıştır.

YANCISI DA BOŞ DURMADI

Kılıçdaroğlu ihaneti ve çarpıtmayı bu kadar ileri götürür de, yancısı İP’in başı geri kalır mı? Kurultayında partisinin perişan haline çare bulmak yerine, aceleyle Türk Tabipleri Birliğine mesaj göndermenin telaşına düştüğünü ibretle izledik. Demirtaş’ın serbest bırakılmasını isteyen, PKK’nın taleplerini parti tüzüğüne koyan bu hanımefendinin terör destekçilerine selam göndermesi, telefonla arayıp moral ve destek vermesi eşyanın tabiatına son derece uygundur. Bu tamam da, Kılıçdaroğlu gibi saptırma ve çarpıtma gayretlerini nereye koyacağız? Cümlesi aynen şöyle: “Kendine, sözüm ona milliyetçi diyenlerin hor gördüğü, Atamın bize emaneti, cefakâr Türk tabiplerine selam olsun.”

MİLLİYETÇİLİĞİ NASIL AĞZINIZA ALIYORSUNUZ?

Tabiplerimin Atamızın bize emaneti olmasına da, cefakâr hizmetlerine de elbette bir itirazımız yok. Ancak, cumhuriyete ve devletin bölünmez bütünlüğüne savaş açmış teröristleri kutsayan ve sahip çıkan bir kurumu Atatürk’le özdeşleştirmek hangi aklın, hangi mantığın ve hangi ahlakın kabul edebileceği bir şeydir? Bu Tabipler Birliğinin bütün hekimleri temsil ettiğini söylemek, her şeyden önce doktorluk mesleğine hakarettir. Kendine milliyetçi diyen Sayın Bahçeli, ihanetin odağı haline gelmiş kurumu doğal olarak hor görüyor ve milliyetçiliğin gereğini yapıyor. Her ne kadar çarpıtmaya ve milleti yanıltmaya uğraşsanız da, burada yanlış bir şey yok. Ancak siz bu halinizle, bu sicilinizle ki, kendi mensuplarınız bile büyük rahatsız duyduklarını söyleyip üçer-beşer aranızdan ayrılıyorlar, milliyetçiliği nasıl ağzınıza alıyorsunuz? Asıl hayret edilecek şey budur.

TTB’NİN İHANET İCRAATLARI

Türk Tabipleri Birliği sağlık çalışanlarının hak ve menfaatlerini korumayı bir kenara bırakmış, HDP ve marjinal sol örgütlerin arka bahçesine dönüşmüştür. Bu bir iddia değil, kamuoyunun bildiği ve şahit olduğu icraatlarının ortaya koyduğu kesin bir gerçektir. Bu icraatların kısa bir listesi bugün gazetemizin manşetindeki haberde mevcut olduğu için buraya almıyorum. Merak edenler oradan bakıp, Türk Tabipleri Birliğinin aslının ne olduğunu bir defa daha test edebilirler.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ