YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Kaliteli, ahlaklı ve vizyonu olan muhalefet nasıl olur? Eğer bir iktidar ortaya bir üretim koyuyorsa, bir projesini hayata geçiriyorsa muhalefetin duruşu da iktidarı alkışlamak ve “Biz bundan daha iyisini yapacağız” diye bir rekabet atmosferi yaratmak şeklinde olur. Türkiye’de böyle bir muhalefet yok. Hele CHP’nin başını çektiği muhalefetin içinde bulmak mümkün değildir.

Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok” diyen CHP’nin temsil yeri muhalefetin başı değil, olsa olsa akıl hastanesidir.

Son iki ayda hükümetin ortaya koyduğu üretimler, hayata geçirdiği projeler karşısında CHP ve ortaklarının davranışlarına bakın “Bunların deli gömleği nerede?” dersiniz.

Ne üretirsen, hangi projeyi hayata geçirirken küçük görüyorlar, aşağılıyorlar, küçümsüyorlar, dalga geçiyorlar. Halk ortaya konan eserlere ilgi gösterdikçe de çıldırıyorlar, kuduruyorlar.

Milli ve yerli arabamız TOGG’u, dünyanın ilk silahlı insansız hava aracı (SİHA) gemisi ve Türkiye’nin en büyük askeri gemisi TCG Anadolu’yu, milli muharip uçağımız KAAN’ı, milli muharebe tankımız Altay’ı velhasıl helikopter GÖKBEY’i, savaş uçağı ANKA-3’ü, helikopter ATAK-2’yi, milli jetimiz HÜRJET’i görüyorlar adeta cinnet geçiriyorlar.

Karadeniz’de Fatih, Yavuz, Kanuni; Akdeniz’de Abdülhamid Han Sondaj gemilerimizi görünce ruhları daralıyor. “Hani nerde doğal gaz, nerde doğalgaz” diyorlardı. Bulunan doğalgaz vatandaşa ücretsiz ve indirimli verilmeye başlayınca hepsi düşüp bayıldı. Doğalgazı en çok merak eden Ali Babacan idi. Ona en büyük ders ise “Doğalgaz’ın bulunmasının büyük bir proje olduğunu” Zonguldak’ta CHP milletvekilinin ve CHP ilçe başkanının anlatması olması olmuştur. Onlar anlattıkça Ali Babacan renkten renge giriyordu. Umarım, CHP o milletvekilini ve ilçe başkanını CHP’den ihraç etmez.

Doğalgaz’ın mutluluğu yaşanırken, terörden temizlenen Gabar’da bulunan ve 100 bin varillik üretim kapasitesine sahip yeni bir petrol rezervinin keşfedildiği müjdesi geleceğe umutla bakma mutluluğunu artırmıştır.

Tüm bu gelişmeler karşısında elinde soğanla poz vererek ekonomi istismarı yapan Kemal Kılıçdaroğlu da soğanın fiyatı yarı yarıya düşünce ortada kalmıştır.

Son iki aydaki üretimler, hayata geçirilen projeler, somut müjdeler muhalefetin dengesini bozmuş, umutlarını tökezletmiştir. O yüzden zekâ seviyelerini tartışmaya açtıran açıklamalar yapmaktadır. Mitinglerde yaptığı konuşmalarla dalga konusu olan Ankara’nın çapsızı Mansur Yavaş “Seçime gidiyoruz fakat nasıl bir seçim anlamadık. İktidar tankları tüfekleri, gemileri gösteriyor. Seçim mi yapıyoruz, savaşa mı hazırlanıyoruz belli değil” diyebiliyor. Bu zekâ seviyesi Ankara’yı yönetiyor düşünün işte. Türkiye istikbal ve istiklalimiz noktasında milli savunma sanayinde çok büyük hamleler yapıyor, savaş atmosferiyle ve terör örgütleriyle kuşatılmış etrafımıza karşı önlemlerimizi alıyoruz ama Mansur Yavaş’ın ağzını yamulta yamulta kurduğu cümlelere bak!

“Ne kadar çok yol açarsanız, trafik o kadar tıkanıyor” diyen birisinden Ankara bir proje beklemeyi bıraktı. Türkiye neyi bekleyecek? Mansur Yavaş sen hükümetin üretimlerini Türk düşmanı gibi eleştirmeyi bırak da Ankara’da ne proje hayata geçirdin millete onu anlat.

Muhalefetin zihniyeti de, sembol isimleri de işte bu haldedir. Bunlara 100 kişilik bir belde dahi teslim edilir mi?