Balıkesirspor, Gençlerbirliği karşısında sezonun en iyi performansını sergiledi.

Ligin ilk 7 maçındaki istatistiklerini alt üst etti.

Topa sahip olmada ilk kez bir rakibine karşı üstünlük sağladı.

İlk kez 3 isabetli şut attı, 9 korner kullandı.

İkili mücadele, hava topu kazanma ve isabetli pas oranlarıyla da rakibinin önünde yer aldı.

Kısacası, geride kalan 7 karşılaşmanın ve bunlar arasında galibiyetle tamamladığımız Boluspor ve Keçiörengücü müsabakaları dahil, en iyi performans sergilediğimiz maç, bu maçtı.

Skoru sakın sormayın!

Neden mi?

Kısaca anlatayım hemen.

Bizim bir kaleci Zamora Ali‘miz vardı.

Bir gün kahvede anlatıyor oynadığı eski maçlardan birini.

90 dakika boyunca bir o köşeye atıyorlar kurtarıyorum, diğer köşeye atıyorlar kurtarıyorum. 90’a gönderiyorlar çıkarıyorum.

…ve buna benzer ifadeler kullanarak devam ediyor anlatmaya dakikalarca…

Sanırsınız ki maçı tek başına kotarmış.

Öyle ballandıra ballandıra anlatıyor yani performansını.

“Eeee söyle bakalım maç kaç kaç bitti?” sorusunu yönelttiklerinde bizim efsane kaleci başını öne eğip kısık sesle; “5-0 kaybettik” diye mırıldanıyor,

Biz de bugünkü maçtaki istatistikleri, gururlanarak anlatsak da size, maç sonu stadı başımız eğik, üzgün ve umutsuz terk ettik.

Demem şu ki;

Balıkesirsporlu futbolculardan bazıları, nerede, nasıl durulması ve ne yapılması gerektiğini ne yazık ki henüz başaramıyor.

Bize sabır, onlara azim gerek!

Yeni teknik direktör mü?

Sizi bilmem, ben Umut Baysal‘ı tercih ederdim.

Ha lisansı yetersiz ise, Eren Koç‘u da alır getirir, ikisiyle istiklal mücadelesi verirdim.

Hatta Can, Mesut, Muhammed, Yunus‘u bile aralarına katar, “armayı yere düşürmeyin” diyerek anahtarları teslim ederdim!

Yazının bundan sonrası da vardı,

ama “bas frene. burnunu sokma o işlere ramazan” diyerek sildim!

Ha bu arada, nasılsınız, keyifler yerinde mi?

Eğleniyor muyuz?

Kendi ellerimizle yarattığımız eserimizle gurur duyuyor muyuz?

…