HDP’nin profiline uygun CHP’liler
Son dört yıldır CHP dendiği vakit ilk akla gelen parti HDP olmaktadır. Çünkü yapışık ikiz gibi oldular. Son iki yılda da Meral Akşener’in partisi bu vücuda yapıştırıldı.

CHP’nin özellikle son iki haftadaki en büyük gündemi yine HDP olmuştur. CHP’nin Tunç Soyer üzerinden tartışılması da yine en büyük gündemleri arasında zirveyi zorlamaktadır. CHP hakkındaki tüm yazılar, konuşmalar HDP ittifakı ve Tunç Soyer üzerinden şekillenmektedir. CHP bu gündemden köşeye sıkışmış durumdadır. Çıkış yolları arıyor ama maalesef debelenip duruyor. Yardımcı figüran kadın rolündeki Meral Akşener de devreye giriyor. Ama ne yapsalar nafile… HDP ve Tunç Soyer ismi altında hepsi beraber eziliyor.

Benim de çok merak ettiğim soruyu geçtiğimiz gün MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Semih Yalçın şu şekilde sormuştur:

“CHP’de adam kıtlığı mı vardır da koskoca İzmir’e soyadının yükü altında ezilecek biri belediye başkan adayı olarak gösterilmiştir?”

Mesela niye 160 bin oy alan Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar değil de, mesela niye 134 bin oyla seçilmiş Bornova Belediye Başkanı Olgun Atilla değil de, mesela niye 122 bin oyla seçilmiş Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina değil de, mesela niye 115 bin oyla seçilmiş Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş değil de, sadece 11 bin oy almış Seferihisar Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak gösterilmiştir?

Etraflıca baktığınızda Tunç Soyer’in belediyecilik başarısı da yoktur. Fakat yalan olmasın bir konuda başarılıdır. Belediye Başkanlığı döneminde 175 kez yurtdışına çıkmıştır. Genelde Seferihisar ilçesinde de bulunmamıştır.

Böyle birisi niçin tercih edilir?

Bunun cevabı aslında HDP İzmir İl Başkanı Kadir Baydur’un “Bizim çizdiğimiz profile en uygun adayın Tunç Soyer olduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla” ifadesinde yatmaktadır.

Belli ki, HDP ile yapılan gizli görüşmelerde Tunç Soyer ismi HDP’nin özellikle istemesiyle belirlenmiştir.

HDP’nin yaptığı “Halk toplantıları yaparak, ilçe ilçe, mahalle mahalle gezerek neden Tunç Soyer’i desteklediğimizi açıklayacağız ve sandığa kitlemizi bu şekilde taşıyacağız” açıklamasını henüz CHP’nin bile yapmadığını göz önüne alırsak, Tunç Soyer’in CHP’den ziyade HDP’nin adayı olduğu görülecektir. Meral Akşener de yancı kuvvet acelesiyle “İşbirliği yapılmış her yerde destek vereceğiz” diyerek yardımcı figüran rolünü oynamıştır.

Siz HDP’nin yerinde olsanız Diyarbakır- Sur’da asker, polis terörle mücadele ederken “Gerçekten kahroluyoruz. Uzakta olmak, bir şey yapamamak, elimizden bir şey gelmemesi. Bizi son derece üzüyor. Gitmek istiyoruz bir yandan. Ama görüyoruz bırakın bizim gibi sıradan insanları, milletvekilleri, üst düzey yöneticiler bile giremiyorlar içeriye. Yani çok sıkı bir denetim olduğunu duyuyoruz. Biz onlarla kardeş olmaktan çok mutluyduk.” cümlelerini kurarsanız, teröristlere hizmet taşıdığı için kayyum atanan HDP’li Sur Belediyesine “Sur’a kayyum darbedir” şeklinde destek açıklamasını yaparsanız, İzmir’de HDP’nin “Vicdan ve Adalet” adını verdikleri teröristlere sahip çıkan eylemlerine katılıp “Sizin (HDP’nin) gücünüzü artırmak için elimden gelen desteği vereceğim” konuşmasını yaparsanız HDP elbette “Bizim çizdiğimiz profile en uygun aday” diyerek Tunç Soyer’e yapışır.

Adam olsa, dürüst olsa, ihanete meyil etmese, babasının suçlarına sahip çıkmasa, vatansever olsa kim Savcı Nurettin Soyer’in oğlu olmaktan suçlar ki onu?

“Adamın kaderi de Savcı Nurettin Soyer’in oğlu olmakmış” denilir ve geçip gidilirdi.