DAVULCU HALİL AĞA’NIN VATAN SEVGİSİ
Ermeniler, Fransızları coşku ile karşılamak için davul, zurna bulmaya çalıştılar. Bu arada Hırlakyan
Agop Ağa, Davulcu Abdal Halil Ağa`ya haberci gönderip kendisini çağırttı.
Çok geçmeden Davulcu Abdal Halil Ağa, Hırlakyan Agop Ağa`nın karşısında idi.
“Beni istemişsin emrindeyim, paşam!” diye seslendi.
Agop Ağa, Halil Ağa`ya olanca iltifatta bulunduktan sonra;
“Bu defa senden özel bir isteğim olacak, yarın kirvelerini de toplayıp gelmelisin. Fransız komutan ve
askerlerini karşılayacağız.” dedi.
Davulcu Abdal Halil Ağa bir süre düşündükten sonra;
“Olmaz, gelemem.” dedi.
Beklemediği bu red cevabı karşısında Hırlakyan Agop Ağa;
“Kasnağını altunla dolduracağım gelirsen.” dedi.
Uzun sakalını avucu içinde tutan Davulcu Halil Ağa şu cevabı verdi:
“Belli, bilirim. Hemi de doldurursun. Davulumu değil, evimi bile altınlarınla doldurursun,
dedi. Amma din kardeşlerimin bağrına çomağımı indiremem, bu bir din bahsidir…Bir çomak bile
vuramam.”
II.ABDULHAMİD HAN’IN THEODOR HERZL’E CEVABI
Osmanli Devleti’nin bütün dış borçlarını kapatmaya karşılık, kendisinden Yahudilere
Filistin’ de azıcık toprak vermesini isteyen Theodor Herzl başkanlığındaki heyete, Sultan II.
Abdülhamid’in verdiği cevap;
“Bu konuda sakın bir adım daha atmayın. Ülkemin bir çakıl taşını bile satamam.
Çünkü o benim değil, halkımındır. Bu devlet onu kanı pahasına aldı, kanı pahasına yaşattı. Birilerinin
gasbetmesine izin vermeksizin kanımız pahasına da koruruz. İki tabur askerimiz Suriye ve Filistin’de
savaştı. Askerlerimiz Plevne’de bir bir şehit edildi. Çünkü teslim olmaktansa savaş meydanında
ölmeyi tercih ettiler. Osmanlı Devleti benim değil, milletindir. Hiçbir parçasını veremem. Yahudiler
milyonlarını saklasınlar…”
“Kanla alınan topraklar ancak kanla verilir…”