Deprem felaketinin acısının yaşandığı ve deprem yaralarının hızlıca sarılmasına odaklanıldığı bir atmosferde stadyumlarda siyasi rant amigoluğunun yapılmaya çalışılması çok büyük tepki gördü. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bu tepkiye öncülük eden açıklaması ve Beşiktaş üyeliğinden istifası olayın ciddiyetini göstermeye yetmiştir. Seçimlere 2,5 ay gibi kısa bir süre kalmışken, toplumsal ayrışmayı körükleyecek bu amigoluğu kimin organize ettiği kesinlikle aydınlatılmalıdır. Çünkü milletçe acı yaşadığımız bir süreçte, yaraları sarmak için devleti organize eden ve yöneten hükümeti hedef almak ancak ruhu kararmış kişilerin işi olmuştur. ABD’nin ülkesine kurduğu üslere güvenerek aylardır taciz ve tehdit ettiği Yunanistan bile Türk devletine ve hükümetine faydalanması için arama-kurtarma ekibi yolluyor. Yunanistan’ın o arama ve kurtarma ekibi, bir Türk çocuğunu kurtardığında bizler duygulanırken, şu felaket atmosferde “Hükümet istifa” amigoluğu ancak “Bu deprem büyük bir olay değil ve asrın felaketi değil” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun zihinsel kötürümlüğüne hizmet olmuştur.

Bir de aptalca “Devlet ayrı, hükümet ayrı” diye kendilerini meşrulaştırma savunması kurmuşlar. Ortada siyasi bir durum yok embesil güruhu. Ortada 13,5 milyonu etkileyen, 45 bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce kişinin yaralandığı, yüz binlerce kişinin evsiz kaldığı büyük bir deprem felaketi var. Hükümetin sözlük karşılığı şudur: Bir ülkede devletin görevlerini yerine getirmesini sağlayan yetkili organ, yürütme organı, bakanlar kurulu.

Hâl bu iken ve böylesine büyük bir felakette yaraları sarmaya çalışan hükümetin ayağına niçin yapışırsın? Devlet-millet bütünleşmesini sağlamak yerine, ayırmaya çalışmak hangi şeytanlığın tasarımıdır?

“Bu deprem büyük bir olay değil ve asrın felaketi değil” diyen Kemal Kılıçdaroğlu ve avanesine üç beş oy kazandırma düşüklüğü müdür?

Türkiye’nin köklü ve büyük spor kulübü olan Fenerbahçe’ye bu olayları tetiklemek hiç yakıştı mı?

Dün kaleme aldığım yazımda “Uğur Dündar gibi saplantılı, takıntılı ve “iktidar devrilsin de nasıl olursa olsun” mantığında HDP iktidarını bile kabul edecek birini Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı yapanların atmosferinde başka ne beklenebilir ki?” vurgusunda bulunmuştum.

CHP’li yoldaş Uğur Dündar dün aklınca en zamansız ve en acılı bir ortamda organize edilen “Hükümet istifa” sloganlarına destek vermek için bir twit atmış ve şöyle demiş:

“Fenerbahçe Çanakkale’dir.

Fenerbahçe Kuvayı Milliye’dir.

Fenerbahçe Atatürk’ün yoludur.

Fenerbahçe Mustafa Kemal’in askeri olmaktır.

Fenerbahçe bağımsızlıktır.

Fenerbahçe 3 Temmuz destanıdır.

Fenerbahçe laik, demokratik Türkiye Cumhuriyetidir.

Fenerbahçe Cumhuriyetin Feneridir.”

***

Bu sözler Fenerbahçe’ye yakışması açısından güzel ve anlamlı ama Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Uğur Dündar bu sözlerin hangisinde kendini görüyor ve buluyor? Tribün olaylarını CHP’li yoldaş Uğur Dündar mı organize etmiştir?

CHP-PKK iş birliğine susan, CHP-HDP ittifakına destek veren, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyenlere “Generali olsanız ne yazar, it sürüleri” diyen PKK’lı Sırrı Sakık’la Diyarbakır’da HD(P)KK’lıların sanat galerisi açılışına katılan Ekrem İmamoğlu karşısında üç maymunu oynayan, terör örgütü YPG’nin devlet kurmasını isteyen CHP’ye üye olan, “Kürdistan’ı kuracağız” diyerek Türkiye Cumhuriyeti’ni böleceklerini her fırsatta ifade eden terörist Demirtaş’ı cezaevinden çıkarıp, ona şeref madalyası takıp, onunla birlikte Türkiye’yi yöneteceğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu’na sürekli şakşakçılık yapan Uğur Dündar sen diline ve kalemine Atatürk’ü, Türkiye Cumhuriyeti’ni, bağımsızlığı, Kuvayımilliye’yi alacak bir adam mısın? Sen önce Fenerbahçe’ye yakışıyor musun onu sorgula. Allah var, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yarattığı yeni CHP’ye çok yakışıyorsun.

CHP’li yoldaş Uğur Dündar “Yıldıray Çiçek hayır! Yazdıkların hep yalan… Ben CHP’nin PKK, HDP, YPG, terörist Demirtaş ilişkilerine hem yazılarımda hem televizyon konuşmalarımda hep tepki gösterdim. Şunlar da belgesi” diyebiliyorsan buyur ispat et. Cümlen içinde “Fenerbahçe 3 Temmuz destanıdır” demişsin. Herhâlde FETÖ’cü savcı Zekeriya Öz’ün Fenerbahçe’ye yaptığı operasyonu kastediyorsun?

O zaman sen bu destana ikiyüzlü davranan bir adamsın!

Yine dünkü yazımda hatırlatmıştım. Yazılarında ve televizyon yorumlarında kaleminden ve dilinden yağlar akıtarak öve öve bitiremediğin Ekrem İmamoğlu, FETÖ’nün Fenerbahçe’ye yaptığı operasyona “Bunu olumlu yorumlamanın dışında yapacak bir şey yok. Çok olumlu yorumluyorum. Kararlı gidişlerini ve bu süreci yürüten herkesi kutluyorum” şeklinde program yaptığı FETÖ’nün televizyon kanalı Samanyolu’ndan destek vermedi mi?

Uğur Dündar “Fenerbahçe 3 Temmuz destanıdır” diyorsun ama Fenerbahçe’ye kurulan FETÖ kumpasını destekleyen Ekrem İmamoğlu seni ziyaret ettiğinde bütün dişlerini göstererek mutluluk içinde ona Fenerbahçe formasını hediye etmiştin ve onu ziyaretinden ötürü öve öve bitirememiştin. Yoksa 3 Temmuz kumpasının bir ucunda sende mi vardın?

Ekrem İmamoğlu’nda bugüne kadar hiçbir konuda utanma görmedik de sanırım sende de bir utanma emaresi yok Uğur Dündar?

Sözcü’deki Ekrem İmamoğlu’na yağdanlık yaptığın yazılarına tekrar baktım. “Fenerbahçe 3 Temmuz destanıdır” cümlendeki samimiyetsizliği ve diğer cümlelerindeki ikiyüzlülüğü bir kez daha gördüm.

Fenerbahçe’yi CHP’li zihniyetinizle kirletmeyin. Siyasi menfaatleriniz için böyle bir güzide kulübün tribünlerini kullanmayın. Hele hele depremzedelerin acısını, milletin yasını hiç mi hiç alet etmeyin…

Anlaşıldı mı Uğur Dündar?