Telaşa kapıldılar! PKK ile aynı karede olunca sorun yoktu ama değil mi?

Telaşa kapıldılar! PKK ile aynı karede olunca sorun yoktu ama değil mi?

Telaşa kapıldılar! PKK ile aynı karede olunca sorun yoktu ama değil mi?

Mehmet Acet, Öcalan’ın İmralı’dan HDP’ye gönderdiği ‘tarafsız kalın’ mesajı ve bu mesaj sonrası CHP’de yaşanan telaşı kaleme aldı.

HDP ile gizlice ittifak yapıp hiçbir şey olmamış gibi davranan, PKK’dan açık destek aldıkları halde bunu kimsenin fark etmeyeceğini düşünen çevrelerde iki gündür yaşanan telaşı görüyor musunuz?

Oy uğruna, seçim kazanma adına hepsini sineye çektiler ama şimdi Öcalanüzerinden ‘Ahlakçılık’ raconu kesiyorlar,  herkesi  ‘Duruş sınavından’ geçiriyorlar.

Öcalan’ın İmralı’ya giden avukatları üzerinden verdiği ‘HDP tarafsız kalsın’ mesajını muhataplarının üç gün sakladıktan sonra bir başkası üzerinden yeni bir mektup gelince mecburen gündeme almalarına ne demeli acaba?

Ya da aylardır aynı fotoğraf karesinde yer almalarına rağmen ülkücü olduklarını dün, bugün hatırlayan İyi Parti’nin bazı önde gidenlerine.

Terör örgütü ile aynı hedefe yürürken boşalan ‘Ülkücü hafıza’, örgütü lideri yarım ağız bir şey deyince hemencecik geri geliverdi.

İstanbul seçimleri için saatleri saymaya başladığımız bir ortamda oluyor bütün bunlar.

Öcalan’ın mektubunun HDP yönetimini etkilemediği anlaşılıyor.

Yapılan açıklamalarda “Kararımız değişmedi” denildi.

31 Mart’ta yüzde 80’den fazlası İmamoğlu’na oy veren HDP seçmeni üzerinde bir kırılma olur mu?

Bunu Pazar günü göreceğiz.

HDP seçmeninin önemli bir bölümünün ‘İşaretle’ hareket ettiği bilinmeyen bir şey değil.

Önceki seçimler bunun örnekleriyle dolu.

Öbür yanda, tekrarlanan İstanbul seçimleri için ‘Kürt hafızasının’ nasıl bir refleks vereceği sorusu HDP seçmeninde kırılma olur mu sorusu kadar önem taşıyor.

Kürtler içinde HDP’ye kategorik şekilde karşı çıkan, hiçbir şekilde yan yana resim vermeyen geniş bir kitle var.

Çoğunlukla Ak Parti seçmeni diyebileceğimiz bu kitle içinden bazıları, en fazla oy kullanmamayı ya da Saadet Partisi’ne yönelmeyi tercih ediyor.

Teknik analizlerde bu kesimin yüzde 4’ünün 31 Mart’ta sandığa gitmediği ortaya çıkmıştı.

Acaba şimdi ne yapacaklar?

Süleyman Demirel’in 26’ıncı isyan diye tarif ettiği, Kürt kimliğini reddeden, 60 darbesi sonrası Cemal Gürsel’in “Kürdüm diyenin yüzüne tükürün” diyerek, 80 darbesi sonrası Kenan Evren’in “Kürtlük kart kurt sesinden gelmişti” diyerek aşağıladığı, özünde sistematik bir politik duruşa tekabül eden geleneğin merkezinde her zaman CHP zihniyeti var olagelmiştir.

Ak Partili hükümetler döneminde ise, ‘Ret ve asimilasyon’ ifadeleriyle tanımlanan bu sorun büyük ölçüde çözüldü.

Suriye savaşı ve PKK’nın ayrılıkçı fikirlere dönüşüyle ortaya çıkan son 5 yıllık süreç ise, bazı tekil örnekler olsa da, özünde bu haklardan vazgeçme anlamında değil, PKK’nın bu hedefinin önüne set kurma niyetiyle yürütülen terörle mücadele konseptine uygun şekilde gelişti.

Peki…

CHP, HDP’nin açık desteğine rağmen, eski paradigmaya dönüş olmadığını gösteren esaslı bir yeni duruş sergileyebiliyor mu?

İstanbul seçim kampanyası döneminde CHP’nin geleneksel reflekslerinin canlandığı anlarda, örneğin Dersim tartışmalarının bil vesile gündeme geldiği birkaç gün içerisinde, “Oylarımızı çantada keklik görmeyin” minvalinde yapılan çıkışlara bakılırsa, HDP’lilerin kendileri de CHP tutumuna dönük böyle bir ışık göremiyorlar.

Ama günün sonunda PKK’nın hedeflerinin yeniden canlanmasının umudunu Ak Parti’nin zayıflamasında gören motivasyon, Ak Parti’ye giden oylar nedeniyle HDP’yi bir türlü ‘Kürt partisi’ haline getiremeyen fiili durum, CHP bagajının üstünü bir şalla örtme duygusunu öne çıkartıyor.

Bu anlamda, İstanbul’da yaşayan Kürtlerin bir bölümünün de, CHP hafızası ile Ak Parti mirasını karşılaştırarak tercih yapacaklarını tahmin edebiliriz.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ