Soner Yalçın, Demirtaş yazılarını unuttun mu?

Sıtkı Şeremetli

Soner Yalçın, Demirtaş yazılarını unuttun mu?

          Terörist Demirtaş Türkiye’de yaptığı bölücülüğü, teröristleri azmettirmeyi, terör örgütü mensubu olmayı ABD, Arabistan, İran, Kuzey Kore, Çin gibi ve daha birçok benzer ülkelerde yapmış olsaydı sorgusuz sualsiz idam edilir miydi, edilmez miydi?

Ya da yine Türkiye’den örnek verelim. Atatürk zamanı ya da 1970’li yıllarda benzerleri gibi idam edilir miydi, edilmez miydi?

Tüm bunlara hayır diyebilecek olan var mıdır?

Biz bu soruyu bugün herkese değil de Oda TV sahibi ve Sözcü yazarı Soner Yalçın’a soracağız sadece… Daha önce de birçok soru sorduk ama hiçbirine dönüş yapmadı yahut yapamadı. Hep kaçak güreşiyor. Kelime oyunları yapıyor. Cümlelerini kalem dansözü gibi oynatıyor. Dünkü “Sövgü ve Övgü” başlıklı yazısında benim İsmail Küçükkaya’ya terörist Demirtaş’ın eşini programına çıkarmasına gösterdiğim tepki üzerinden şahsımı işaretleyen şu cümleleri yazdı:

“Devlet Bahçeli’nin basın danışmanı ise şunu yazdı:

-“Sol medya alayınız alçak, alayınız insanlık duygularını kaybetmiş yaratıksınız.”

Bu faşizmdir.

Bırakınız Selahattin Demirtaş hakkında kesinleşmiş hüküm olmamasını!

Demek: Eşi Başak Demirtaş da suçlu öyle mi?

Kızı 17 yaşındaki Delal Demirtaş da suçlu öyle mi?

Kızı 13 yaşındaki Dılda Demirtaş da suçlu öyle mi?

Hadi suçun şahsiliğini geçelim. En mükemmel adalet, vicdan değil mi? Ne oldu bu güzelim memleketin vicdanına; kadına, küçük kızlara saldırmaya utanmıyor mu artık?”

Geçmişte terör örgütü PKK’yı öven dergilerde, gazetelerde yöneticilik yapan, şimdi de sahibi olduğu Oda TV’de PKK övücülüğü, seviciliği yapan CHP merkezli zillet ittifakının tetikçisi Soner Yalçın, ne demek istediğimizi adın gibi biliyorsun ama CHP-HDP projelerinin önünü açmak için aklınca kurnazlık yapıyorsun.

Bir yazında terörist Demirtaş ile ilgili şunu diyordun:

“Peki Demirtaş kim?

Abdullah Öcalan’ın memuru!

Demirtaş’ın siyasi geleceği Öcalan’ın iki dudağı arasındadır!”

***

Bir yazında terörist Demirtaş ile ilgili şunu diyordun:

Diğerinin adı, PKK ya da PYD olur, fark etmez!

Sonları da benzerdir: Gün gelip savrulup çöpe atılırlar.

PKK/PYD için de “pastırma yazı” artık bitmek üzeredir. Selahattin Demirtaş’a önerim: Bu inziva sürecini iyi değerlendirip, “masalları” bırakıp hakikatle yüzleşmesidir!”

***

Bir yazında terörist Demirtaş ile ilgili şunu diyordun:

Selahattin Demirtaş 43 yaşında.

Abdullah Öcalan 66 yaşında.

PKK yarım asırdır kan döküyor ve dökmeye devam ediyor.

Peki…

Gelinen son noktada; Demirtaş ve Öcalan mücadelelerini birbirlerine benzeyerek sürdürmüyor mu?

Eğer üniversiteli Demirtaş dağa çıksaydı, PKK’lı Öcalan olacaktı.”

***

Bir yazında terörist Demirtaş ile ilgili şunu diyordun:

Bir yazında terörist Demirtaş ile ilgili şunu diyordun:

“Henri J. Barkey adını duydunuz mu? Bu köşede yazdım:

İzmirli Yahudi ailesinin çocuğuydu.

          Türkiye’de CIA istasyon şefliği yapan ve Ilımlı İslam Modeli’ni savunan Graham Fuller’in yakın çalışma arkadaşıydı ve birlikte “Kürt Sorunu” adlı kitabı yazdı. Abdullah Öcalan’la İtalya’dayken görüşmek için birlikte Roma’ya gittiler.

          Barkey, PKK’nın ABD’deki temsilcisi Kani Gulam’a ABD’de kalması için referans mektubu yazacak kadar Kürt çevrelerine yakın. Selahattin Demirtaş’ın, Washington’daki Holiday Inn otelindeki basın toplantısında yanı başında oturan kişi Henri Barkey idi.

Eşi Elen Barkey de CIA’nin üst düzey görevlisi.”

***

İşte bunlar, Soner Yalçın’ın terörist Demirtaş ile ilgili yazdığı yazılar içinden bazı bölümler…

Neymiş, Demirtaş PKK’lı imiş…

Neymiş, Demirtaş kan akıtan terör örgütü PKK’nın mensubuymuş…

Neymiş, Demirtaş teröristbaşı Öcalan ayarında biriymiş…

Neymiş, Demirtaş Türkiye’yi bölme hesapları yapan CIA’cilerle düşüp kalkan biriymiş…

Soner Yalçın, senin dün yazdıklarını biz bugün hiç ara vermeden yazıyoruz. Dün bunları yazarken şimdi ne oldu da terörist Demirtaş’ı ailesi üzerinden kurtarma, masumlaştırma, şirinleştirme kurnazlığına girişiyorsun? CHP’den beslenmen mi, PKK’nın tezgâhına, CIA’in kucağına düşmenden dolayı mı bu değişim yaşanıyor sende?

Yazımızda terörist Demirtaş’ın çocuklarına, kızlarına dair bir hakaret mi var?

Ya da Başak Demirtaş, FOX TV programında yemek tarifi yapmaya, mesleği olan öğretmenlik hakkında yorum yapmaya mı çıktı da biz ona tepki gösterdik?

Sütsüz İsmail önce terörist Demirtaş güzellemesi yapıyor sonra da Başak Demirtaş’a “Selahattin Demirtaş yaptıklarından dolayı pişman mı?” diye soruyor. Başak Demirtaş da “Selahattin’in yaptıklarından hiçbir pişmanlığı yok. Biz de pişman değiliz” diyor… Başak Demirtaş terör örgütü PKK’nın mensubu olmaktan, terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık etme suçundan dolayı hapiste olan HDP yöneticilerinin isimlerini sayarak teker teker ve “tutsaklar” diyerek toplu selam gönderiyor.

PKK’lı bir suçluyu övmekten dolayı suç işlemiyor mu?

Terör örgütü propagandası yapmıyor mu?

Biz bu durumu eleştirince nasıl oluyor da eşine, çocuklarına saldırmış oluyoruz?

Sendeki nasıl bir akıl, nasıl mantık Soner Yalçın?

Terörist Demirtaş için “hüküm giymedi diyorsun”, sırf yargılandığı bir dosyadan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince 7 Eylül 2018’de verilen 4 yıl 8 aylık hapis cezasının Yargıtay tarafından onandığını niye gizliyorsun?

Kaldı ki, hüküm giysin yahut giymesin karşımızda azılı PKK’lı ve teröristleri azmettiren bir örgüt mensubu yok mu?

Hendek-Çukur olaylarında terörist Demirtaş’ın gözü dönmüş gibi tahriklerini, PKK’lı teröristleri azmettirmelerini nasıl unutuyorsun?

“Şanlı direniş gösteriyoruz. Bu direniş kazanacaktır. Böyle hendek, çukur diyerek küçümsemeye çalışanlar da dönüp tarihe baksınlar.”

“Hendek kazanların ellerinden öpüyorum.”

“Gençler hendek kazıyormuş, halk barikat kuruyormuş. Başka bir yol gösterin, onu yapsınlar.”

“Gazetelerine bir bakın. Büyük temizlik operasyonuymuş. Silip süpürme operasyonuymuş. Siz kimsiniz ya? Kimi nereden süpürüyorsunuz? Siz ancak bu toprakların kanalizasyonunu temizlersiniz. Başka da bir şeyi temizleyemezsiniz.”

“Bugün küçümsediğiniz barikat, hendek dediğiniz şey darbeye karşı direniştir. Darbe yapılmıştır. Buna karşı toplum sessiz mi kalacak?”

“Cizre, Sur, Nusaybin, Silopi kahramanca direniyor. Bu halk boyun eğmiyor. Yarın Kürt halkının tarihi yazıldığında bugünler çok özel olarak tarihe not düşülecektir. Cizre, Sur, Silvan, Nusaybin, Gever, Kerboran, Derik, Silopi, Şırnak… Gerçekten tarih yazıyorlar.”

Soner Yalçın, bu sözlerle yaptığı azmettiricilik sonrası kaç askerimiz, polisimiz şehit oldu, kaçı yaralandı?

Kaç vatandaşımız öldü, kaçı yaralandı?

Terörist Demirtaş’ın bizzat organize ettiği Hendek-Çukur olaylarında 793 askerimiz, polisimiz şehit olmadı mı?

Soner Yalçın, terörist Demirtaş “çocuklarını göremiyor” diye onun ağıtını yakıyorsun da, babalarını bir daha hiç göremeyecek askerimizin, polisimizin çocukları için niçin zerre duygulanmıyorsun? Şehit çocukları sadece toprağa, mezar taşına dokunuyor, niye onların yanında manevi destek olarak duramıyorsun?

Biz şehidimizi, gazimizi savunduğumuz için faşist, sen binlerce kişinin azmettirici katili olan bir teröristi masumlaştırdığın için demokrat mı oluyorsun?

“Abdullah Öcalan’ın memuru” dediğin alçak, hangi gün terör örgütü PKK ile arasına mesafe koydu?

Hangi gün PKK’nın bir terör örgütü olduğunu kabul edip, onlarla mücadele etti?

Hiçbir zaman değil mi?

Geçmişte yazdığın gibi bu terörist CIA ile mi hareket etti ve yine ediyor?

Bari sadece sorumuza cevap ver Soner Yalçın?

Başak Demirtaş; On binlerce kişinin katili teröristbaşı Öcalan için “Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyen…

Askerimizi, polisimizi şehit eden, masum insanlarımızı öldüren PKK’lı teröristler için “PKK’lıların cenazesine katılmayan HDP milletvekilleri hakkında soruşturma açtırırım” diyen…

          “Biz PKK’yı silahlı bir halk hareketi olarak tanımlıyoruz. PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz” diyen…

“PKK’lı gençlerin ölüsüne de, dirisine de sahip çıkacağız” diyen…

Selahattin Demirtaş gibi bir teröristi kendine eş olarak kabul ediyor ve onun PKK adına yaptığı hiçbir eylem ve söylemden pişman olmadığını övüne övüne Sütsüz İsmail’in programında ifade ediyorsa, elbette biz de bunları eleştireceğiz.

Bunlar PKK’lı olmaktan, bunca insanın ölümüne sebebiyet vermekten utanmayacak, biz onları eleştirirken senin gibiler tarafından “faşist” diye yaftalanacağız öyle mi?

Ne kadar PKK’lı sever, ne kadar faşist varsa nokta nokta nokta….

Anladın sen onu Soner Yalçın…

Soner Yalçın, biraz vicdan sahibi adam olsan “Selahattin Demirtaş hüküm almadı” diye onu savunmak yerine, “Bunca insanın ölümünden sorumlu bir PKK’lı neden yavaş yargılanıyor ve terör örgütü mensubu olmanın hesabını niye vermiyor?” dersin…

Hadi çık “Demirtaş PKK’lı değil. PKK’nın hiçbir terör eylemini desteklemedi. Hendek-Çukur ve Kobani olaylarında zerre hiçbir azmettiriciliği yok” diye bir yazı yazsana…

Ah Soner Yalçın ah…

          “CHP’deki ihanet projelerini destekleyeceğim” ve “Canan Kaftancıoğlu ve Ekrem İmamoğlu’na şirin gözükeceğim” diye düştüğün rezil hâle hiç mi bakmıyorsun?

Soner Yalçın, bizler adam gibi adamlarız. Bizi PKK’lı şerefsizlerle karıştırma. Geçmişte Başak Demirtaş’a sosyal medyadan namusuna yönelik hakaret edildiğinde “Geçtiğimiz günlerde sosyal medyadaki gündem, terörist Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a sahte bir hesaptan cinsel içerikli yapılan bir ahlaksızlıktı. Terörist Selahattin Demirtaş, her ne kadar binlerce Kürt çocuğunu anasından, babasından kopararak dağa kaçırıp tecavüz eden terör örgütünün yardım ve yaltakçısı olsa da onun eşi Başak Demirtaş’a yönelik yapılan ahlaksızlığı sağduyulu olan herkes kınadı. Evinde çocuklarına bakan bir anneye yönelik kullanılan ifadeler gerçekten iğrençti. Elbette bu iğrençliği kim yaptıysa hangi partili olursa olsun, hangi konumda olursa olsun cezasını almalıdır. Bu ceza herkese de ibretlik olmalıdır. Sosyal medyanın maalesef bu yönü çok tehlikelidir. Bir e-posta adresi alan, bir kullanıcı şifresi yazan, bir cep telefonu olan herkes rahatlıkla sahte bir hesap açıp, insanların namusuyla, şerefiyle oynuyor. Sosyal medyada aç bir sahte hesap, küfür et, iftira at, fitne yay… Gerçekten çok kolay, çok basit… Yıllardır bunun manzaralarını yaşıyoruz ve buna karşı da mücadele ediyoruz.” (16.06.2020) şeklinde yazı yazmış bir yazarım.

Ama bu demek değil ki, Başak Demirtaş televizyon programında PKK propagandası yaparak “vatanın namusunu” kirletmeye kalktığında susacağız. Hadi tüm bunlara bir cevap yaz da okuyalım Soner Yalçın. Eminim bu sefer cevap vermeyi başaracaksın… Bekliyoruz.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ