Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN

Şizofrenlerle ilgili söylenen sözlerle ilgili bir yerde okumuştum. O da şöyle: Daha önce de söylemiştim size, gerçi şimdi hatırlamıyorum ne dediğimi ama ben demişsem kesin vardır bir şey benden söylemesi.

Şizofrenlerle ilgili bu sözleri niye hatırladım?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Elazığ ziyaretinde şehir içinde kendini karşılayan billboard afişleri sonrası, başta Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’li yöneticilerin, CHP’li yazarların şizofrence yaptıkları açıklamaları görünce direkt bu sözleri hatırladım.

Billboard afişlerinde yazan neydi?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP milletvekillerinin ve yöneticilerin çeşitli zamanlarda PKK’ya, HDP’ye, Demirtaş’a, YPG’ye sahip çıkan açıklamalarından oluşan cümlelerdi.

Üst başlıkta “Kılıçdaroğlu buna cevap verebilir mi?” yazıyor.

Alt başlıklarda da şunlar yazıyordu:

“YPG’yi terör örgütü olarak görmüyoruz. Vatanını savunan oluşum olarak görüyoruz” (Kemal Kılıçdaroğlu)

“Selahattin Demirtaş’ın göğsüne şeref madalyası takacağım” (Kemal Kılıçdaroğlu)

“Diyarbakır, Kürdistan’ın bir parçasıdır” (CHP Genel Merkez Parti Meclisi Üyesi Nevaf Bilek)

“Türkiye, maalesef Azerbaycan’a yardım ediyor” (CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz)

“İktidara gelirsek İHA ve SİHA üretimi duracak” (CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu)

“2023 seçimlerini kazanırsak HDP’ye bakanlık verilebilir” (CHP Milletvekili Gürsel Tekin)

Başta Kemal Kılıçdaroğlu, CHP milletvekillleri ve CHP’li yazarlar bu afişlere ne dediler biliyor musunuz?

Kemal Kılıçdaroğlu, “Bay Kemal’in şehre ziyaretini provoke etmek için, her yeri bunlarla donatmışlar. Ucuz provokasyonlar” dedi. Bir CHP milletvekili “Kirli ve provokatif billboardlar”, bir başka CHP milletvekili “Bu ülkenin insanlarını ayrıştırmaya, düşmanlaştırmaya kimsenin hakkı yok. Yalan ve iftira siyaseti kaybedecek” açıklaması yapmış… Elazığ’daki afişlerle ilgili CHP’deki algının özeti şu: Provokasyon, kirli algı…

Şizofrenliğe bakar mısınız?

Kendi sözlerinin asılmasını kirli algı ve provokasyon olarak görüyorlar. Kendi sözleriniz kirli ise siz niye milyonların huzurunda bu sözleri kullanıyorsunuz?

Kendi sözleriniz provokasyon yaratıyorsa, siz ekranlardan bu sözleri kullanarak Türk milletine karşı provokatörlük mü yapıyorsunuz?

Bu sözler iğrençlik, kirlilik ve provokatörlük içeriyorsa bu cümlelerin sahibi nasıl bir karakter oluyor?

Başta Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer sözlerin sahiplerine soruyorum: Bu cümleler size ait değil mi?

Cümleler size aitse, afiş yaptırıp billboardlara astıranlara niçin teşekkür etmiyorsunuz?

Yok, size ait değilse “Bu cümleleri kullananlar her kimse bunlar dünyanın en şerefsiz insanlarıdır” diyebiliyor musunuz?

FETÖ-PKK ortak malı haline gelen Can Dündar da “Önümüzdeki 10 ay yalanla geçecek. Yalanla mücadele için @teyitorg ’a ve benzeri girişimlere çok iş düşecek” demiş… Kılıçdaroğlu ve CHP’li yöneticilerin kendi sözünü afiş yapıp asmak nasıl yalan oluyor anlayan var mı?

Bu hal şizofrenlik değil de nedir?

Kemal Kılıçdaroğlu da kendi sözlerinden oluşan afiş için “Ucuz provokasyon” diyor. Ama terörist Demirtaş’a “Şeref madalyası takan” sözlerinin yer aldığı afişin altında da utanmadan, yüzü kızarmadan ve gururla poz veriyor…

Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’li milletvekillerine tavsiyem “Umarım şizofrenimdir ve hepiniz hayal ürünüsünüzdür” yazılı bir afişin altında poz verip, daha fazla rezil olmalarının önüne geçmeleridir.

Kendi sözlerine “Provokasyon, kirli” diyenlerin alanı siyaset sahnesi değil, deli gömleği giydirilmiş şekilde akıl hastanesidir. CHP’de herkes kendi tarzında şizofren olmuş… Bunlara köy muhtarlığı bile teslim edilir mi? Sözüne güvenilip yola çıkılır mı?

CHP Elazığ’da büyük bir propaganda darbesi yemiştir. Kemal Kılıçdaroğlu hangi ile ve ilçeye gidiyorsa “Provokasyon ve kirli” gördükleri kendi sözleriyle karşılanmalı bence… Hazırlansın afişler, çıldırsın şizofrenler…