Sizce kapitalist sistem insanlığa bedavadan bir iyilik yapar mı?

Sıtkı Şeremetli

Sizce kapitalist sistem insanlığa bedavadan bir iyilik yapar mı?

Bu hafta tüm günlük sıkıntıları ve telaşları öteleyerek bir kaos oluşturdu WhatsApp. Daha doğrusu hiçbir şeyin ötesini berisini araştırmayan insanlar kaosa düştü. Bir anda herkes yeni mesajlaşma uygulamaları arayışına geçti, WhatsApp’ı kapatanlar oldu, isyankâr bir tavır ile dayatılan sözleşmenin iptalini bekleyenler oldu derken, olay büyük bir karadelik hâline geldi.

***Peki bu zamana kadar telefonlarımızdan, bilgisayarlarımızdan, her uygulamadan vesaire emin miydik de şimdi WhatsApp’ın bu sözleşmeyi dayatışı bize rahatsızlık verdi? Kullandığımız akıllı telefonlar çok mu güvenilirdi? Tüm bilgilerimizi çekinmeden yüklerken böylesine bir telaşa kapılıyor muyduk? Fotoğraflarımızı, videolarımızı yani verilerimizi “bulut\fotoğraflar\drive” gibi uygulamalar aracılığıyla internet ortamında depolarken, hiç böylesine bir tedirginlik duyduk mu, bir acaba dedik mi?

Kullandığımız akıllı telefonlar resmen bir uzvumuz hâlini almış. Teknolojideki gelişimin hızı ile sürekli yenileniyor ve insanlar ellerindeki telefonun bir arızası olmamasına rağmen bir üst modeli almak için borca bile girebiliyor. Hayat standartları ne olursa olsun, insanlar temel ihtiyaçlarından taviz verip malum markanın yeni çıkan modelini almak için kredi çekiyor. Hem parasını telefona harcıyor, hem de telefon tüm mahreminin şahidi oluyor. Tüm bilgiler o telefona yükleniyor. Yüz tanıması, parmak izimiz, banka hesap bilgilerimiz, konumumuz ve birçok şey… Üstelik olduğumuz her ortama da taşıyoruz ki bu telefonlar yapay zekâya sahip, ortamı ve bizi algılıyor, bize de bu doğrultuda hizmet sunuyor.

Gelelim tüm merakımızı gideren, her fırsatta telefon ve bilgisayarlarımızdan başvurduğumuz Google’a veya diğer bu tarz uygulamalara. Araştırmalarımız, meraklarımız, ilgi alanlarımız, alışveriş tarzımız, hesap bilgilerimiz, mailimiz ve bilgilerimiz, şifrelerimiz bunun gibi birçok şey… Google’da kayıt oluyor ve Google bunları satıyor. Yani karşımıza çıkan ilgi alanlarımıza uygun reklamlar tesadüf değil. Telefonun veya bilgisayarın olduğu ortamda istediğiniz bir üründen bahsettiğinizde, karşınızda o ürün ile ilgili reklamlar çıkıyor. Bunların tesadüf olduğunu düşünmüyorduk herhâlde değil mi?

*Önceden imkânsızlık vardı, bu imkânsızlık mahremimizin yayılımına karşı bir imkânsızlıktı. Ama şimdi teknoloji hızla gelişiyor, imkân var. Yani mahremimizin yayılımı için her türlü imkân var şu an ve biz tüm bu imkânları kendi irademizle kullanıyoruz. Google, WhatsApp, Telegram… Bu ve benzeri ücretsiz uygulamalar, insanlara sunulmuş bir nimet gibi geliyor. *Sizce kapitalist sistem insanlığa bedavadan bir iyilik yapar mı?* Bedava diye sunulan her şeyde ürün “biziz!”. İlgi alanlarımızı, alışveriş tarzımızı, ihtiyaçlarımızı, bilgilerimizi kısaca bizi satıyorlar, bizi pazarlama gereci olarak kullanıyorlar. Bu biraz ağır bir tabir olabilir ama gerçek tam olarak bu ve herkes bunun şahidi, olup bitenin içindeyiz, itirazımız da yok. Şimdi hâl böyle iken WhatsApp’ın sunduğu sözleşme şaşırtmamalı, bu sözleşme malumun ilanıdır.* Uygulamayı silip, Kavimler Göçü misali başka uygulamalara göçülüyor, e emin misiniz diğer uygulamaların güvenilirliğinden? Her şey bu kadar meydandayken, nasıl bir eminlik duyabilirsiniz ki? Ellerde akıllı telefonlar, telefonlarda her şeyiniz yüklü, Google mahallenin dedikoducu teyzesi gibi duyduğu, gördüğü her bilgiyi alıp yayıyor. Canım elma çekti deseniz, ekranınız elma reklamlarıyla doluyor. Birilerine verirken üç kez düşündüğünüz telefonun numaranız herkese dağıtılıyor, telefonunuz garip numaralar tarafından aranıyor, pazarlamacılara maruz kalıyorsunuz. Ama WhatsApp malumun ilanını sözleşme ile sunup, işi sizin rızanıza bağlayalım deyince ayaklanıyorsunuz. Daha doğrusu birileri korku operasyonu yapıyor ve millet de teslim oluyor. Korkuya, telaşa kapılıp kaos oluşturmak yerine içinde bulunduğumuz çağı görmek, teknolojiye kendimizi kullandırıp bir ürün hâline gelmeden bilinçli bir şekilde teknolojiyi kullanmak gerek. Yani dijital farkındalığı yakalamalıyız, her kafadan çıkan ses ile korkuya kapılmak bizi şizofreniye kadar bile götürebilir. İlla göç etmek istiyorsanız da yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı diyebiliriz, WhatsApp’tan Telegram’a ve benzeri uygulamalara göçmek bilgilerinizi bir yabancıdan ötekine aktarmak gibi bir şey… Ama “Bip” yerli bir uygulama, bilgileriniz yurt içinde kalsın en azından yabancıya gitmesin…

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ