Sifonu çekilmiş klozet hırsızı

Sıtkı Şeremetli

Sifonu çekilmiş klozet hırsızı

(Yıldıray ÇİÇEK)

           Yazı eğlencem yine bir video çekmiş ve yine benim adımı zikretmiş… Hakkında yazdıklarım ruhunda nasıl bir travmatik etki yarattıysa, adam adımı geçirmeden video çekemiyor… O yazılardaki gibi ben de rezil olsam, elbette onun gibi travma geçirirdim… Gerçekten tedavilik bir zavallı…

           En son ‘Karanlık Oda’da yazıyordu. Sanırım oradan da sifonu üzerine çektiler, aylardır köşe yazısı yazmıyor. Yalan ve iftiralarına öyle bir mekân bile katlanamadı herhalde?

Kim mi?

Zaten sıfatlarını, karakterini hatırlatınca hepiniz hemen tanıyacaksınız.

Biyografisinde Siyasal Bilgeler Fakültesi mezunu yazıyor. Ne kadar doğru bunu bilmiyoruz. Ama orada buna nasıl bir eğitim verdilerse kamuoyu onu şu sıfatlarla ve karakterle tanıyor:

 

  • Şantajcı (Bu suçtan 8 ay hapis yatmış)
  • Evli ve bekâr kadın tacizcisi sapık
  • Musluk, kapı kolu, klozet hırsızı
  • Rüşvetçi
  • İş takipçisi
  • İftiracı
  • Yalancı
  • Kumarcı
  • Alkolik
  • Dolandırıcı
  • Üçkâğıtçı

 

Adamın bilinen karakter dökümü bu… Bilinmeyen bir tane daha var. O da yakında bilinir.

           Gazetecilik sıfatını kullanarak, bu karakterle topluma bildiğiniz mikrop saçıyor. Defalarca rezil ettim, defalarca iftiralarını, yalanlarını bir tarafına monte ettim. Ama karakter dökümü bu olunca, bu adamın utanması, edebi, ahlakı olur mu?

           “Yıldıray çık gel” çağrısına uyup okulumu, ailemi, herşeyi geride bırakıp Kayseri Ülkü Ocaklarından, Ülkü Ocakları Genel Merkezi’ne gelişime bağlı olarak, kayıt olup devam ettiremediğim ve ayrıca kazanıp gidemediğim üniversite durumunu diline dolamış… Kendisini rezil ettiğim yazılarıma cevap veremiyor ama papağan gibi sadece eğitim durumumu dile getiriyor. Adamın her videosunda adım geçer de, sadece bunu kendine mesele edinir mi? Vallahi billahi böyle bir karakter dökümü olan adamın tek meselesi sadece bu oldu.

Şu kokuşmuş, şu rezil, şu iğrenç karakter dökümüne bakmıyor…

           Hırsız, şantajcı, tacizci, dolandırıcı, iftiracı, alkolik, kumarcı, iş takipçisi, rüşvetçi” olarak herkesin tanıdığı ve bildiği bir müptezel, bana meslek lisesinde okumamdan dolayı “Tornacı” diyor ve bununla aklınca dalga geçiyor.

           Tornacılık, metallerin ve yapay malzemelerin kesilmesinde uygulanan bir tür teknolojik işlem diye tarif edilir ama böyle bir karakter ve sicil dökümü olan haysiyet fukarasını şekillendirecek teknolojik bir sistem henüz tanımıyorum.

           Korkudan it gibi kuyruğunu sıkıştırıp evinden dışarı çıkamıyor ama insan içine çıkmaktan bahsediyor. Benimle ilgili konuşma yaptığı videosunda “Devlet Bahçeli sonrası insan içine çıkamayacak” diyor. Böyle foseptik karakterli adamlara küfür ediyormuşum, hakaret ediyormuşum…

Yazdıklarım ortada…

           Rezil edilmeyi, iftiralarının ve yalanlarının sürekli çürütülmesini kendilerine edilmiş hakaret ve küfür saydıklarından hadiseleri öyle göstermeye çalışıyorlar.

           Bu kokuşmuş karakter ve sicil dökümüyle, böyle adamlar saklandıkları evlerde kendi kendine video çekiyor ve utanmadan bir de bunu yayınlıyorlar.

İsim vermedim. Tanıdınız değil mi?

           O değil de sapıktan, klozet, kapı kolu ve musluk hırsızından, şantajcıdan yazar olan bir ülkede, tornacıdan mı yazar olmuyor?

Tornacı şair ne diyor:

           “Bak iyice doldu talaş tavası, Herhalde kapalı çıkış tapası, Paralel mi iki ayna arası, Biraz da hızını azalt tornacı.”

           Bizim, senin gibi karaktersizleri rezil etme hızımız azalmaz ama senin gibi karaktersizlerde de bu kokuşmuşluk asla bitmez.

Yanlış tornacıya bulaştın klozet ve musluk hırsızı…

Torna tezgâhında işte böyle çok karaktersiz yontarız biz…

AYŞENUR’UN SAHNESİNDE İHANET TİYATROSU OYNAYAN RIZA ZELYUT!

Yer Halk Tv…

Program sunucusu Ayşenur Arslan…

Program konuğu Rıza Zelyut…

Böyle bir mekânda foseptik borusu patlamaz mı?

Elbette patlar. Hem de öyle bir patladı ki, kokusu Türkiye’yi sardı.

Program sunucu zaten ihanet yüklü ilginç bir kadın…

Silahlı terör örgütlerine sıcak bir ilgisi var…

           Daha önce de “AK Parti’ye karşı silahlı ya da silahsız mücadele etmeliyiz, bedelini ödemeliyiz” açıklamasını yaparak bunun örneğini vermişti. Terör örgütü PKK’nın HDP’ye silahlı güç olarak nasıl destek verdiğini öve öve anlatıyordu.

           35 masumu öldüren terörist için “kızcağız” ifadesini kullanarak adeta o teröriste şefkatli anne olmuştu.

           Sicilinde kimlerden yana olduğunu gösteren abuk sabuk çok konuşması var. Şimdi de terörle mücadelede eden Türk devletine ve ordusuna kafayı taktı. Haftalar önce “Ben bu Pençe, Kartal, şahin Harekâtlarını son 20 senede 8 bin kere falan okumuşumdur. Her seferinde yerle yeksan ediyormuş gibi davranırlar, sonra öyle olmadığı ortaya çıkar. Ben bunlardan utanıyorum bir gazeteci olarak her gün bunları televizyonda son dakika görünce. Doğru değil bunlar ya” açıklamasını yaparak bu operasyonlarla dalga geçiyor ve adeta aşağılıyordu. Aslında ölen teröristler için yüreğinin yandığını çok belli ediyordu.

           Geçtiğimiz günlerdeki bir programında ne düşündüğünü daha açık ve net ifade etmeye başladı. Türk ordusu terör örgütü PKK’nın inlerine bomba yağdırıyor, birçok bölge ele geçirilmiş, teröristbaşı Murat Karayılan’ın “Eğer devlet Haftanin’i rahatlıkla alırsa, sonrasında Zendura Kampı ve Metina’nın tamamını kalıcı olarak alacaklardır” diye önemini bahsettiği Haftanin’de hâkimiyet Türk ordusuna geçmiş, terör örgütü PKK leşlerini bırakıp kaçıyor ama bu Ayşenur Arslan “Bunun bir sınırı ve süresi olması gerek. Bizim orada ne işimiz var?” diyebilmiştir.

           Kadın kafayı Pençe Operasyonlarına taktığı için dur durak bilmiyor. Geçenlerde de programına Rıza Zelyut’u konuk aldı ve ona “TSK neden orada?” sorusunu sordu.

           Rıza Zelyut, Ayşenur Arslan’ı mutlu eden şu cevabı verdi: “Vallahi bunların hepsi bir gösteri. Bir tiyatro perdesinden bize bir oyun izletiyor iktidar. Amaç, daha önce de söyledim bir düşmana ihtiyacı var. Çatışmaya, kavgaya ihtiyacı var. Kavga ve düşmanlaştırma üzerinden iç düşman ve dış düşman yaratmak suretiyle, seçmeni elde tutma propagandasından başka bir şey değildir.

           PKK’nın siyasi kampı haline dönüşen CHP’yi destekleyen ve geçmişte “En büyük milliyetçi Fethullah Gülen” diyen Rıza Zelyut’a yakışan açıklama da böyle olurdu zaten…

           Türk ordusunun terörle mücadelesini “tiyatro, gösteri” olarak görebilen bir zihniyet hem hastalıklıdır, hem de terör örgütü PKK’nın menfaatine yönelik propaganda yapıyordur. Rıza Zelyut’un genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da 15 Temmuz hain darbe girişimini tiyatro olarak göstermeye çalışan bir zihniyet…

           Türk ordusunun terör örgütlerine karşı verdiği mücadele görsel boyutuyla her türlü ortada iken, bu mücadeleye “tiyatro, gösteri” demenin kime hizmet olduğunu iyi anlamak lazımdır.

           Suriye’de ABD’nin silahla beslediği 4600 PKK’lı teröristin öldürülmesi, Rıza Zelyut’a göre nasıl bir tiyatroydu?

           Kandil’in en üst düzey yöneticilerinin MİTTSK iş birliğiyle teker teker ortadan kaldırılması, Rıza Zelyut’a göre nasıl bir tiyatroydu?

Doğu ve Güneydoğu’da her gün alınan PKK leşleri, Rıza Zelyut’a göre nasıl bir tiyatroydu?

           Sosyal medya hesabımı kapatmadan önce PKK’lı teröristlerin leş fotoğraflarını, Türk ordusunun terör örgütüne karşı verdiği mücadeleyi sayfamda sık sık paylaşıyordum. Hatta popüler bir gazeteci, bu teröristlere ait leş fotoğraflarını paylaşmamamı isteyen bir mesaj atmıştı. Gerekçe olarak da “Rahatsızlık verebileceğini” söylüyordu. Başka gerekçeler de söyledi.

           Oysa görüldüğü gibi terörle ilgili mücadeleye ait görselleri paylaştığımız halde Rıza Zelyut gibiler tiyatrodan, gösteriden bahsedebiliyor.

           İktidar PKK’yı düşman görüp mücadele ederken, CHP’li Rıza Zelyut, PKK’yı düşman görmediğini mi ifade ediyor?

           İktidar iç ve dış düşman yaratıyor” diyen Rıza Zelyut, terör örgütü PKK’yı düşman olarak görmediğini mi ifade ediyor?

           Bir zamanlar Kemal Kılıçdaroğlu’nun PKK ve diğer konularda ihanetlerini yazan Rıza Zelyut çok çabuk döndü ve şimdi CHP’nin o ihanetlerine uygun Kemal Kılıçdaroğlu’ndan kahraman yaratmaya çalışıyor. Pençe Harekâtı’ndan rahatsızlığını yansıtarak Ayşenur Arslan’ı mutlu eden sözleri de CHP ile uyum içinde olduğunu göstermektedir.

CHP’nin Halk Tv’sinde tencere-kapak herkes birbirini bulmuştu… İhanet uyumu diyelim buna…

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ