Sevgi çadırı!

Sıtkı Şeremetli

Sevgi çadırı!

(Mustafa ÖNDER)

İster mülteci deyin, ister sığınmacı…

Savaşın korkunç yüzünü görmüş, “ağabey” diye, “dindaş” diye Türkiye’ye sığınmış milyonların salt geleceği ve ülkelerinin bütünlüğü için…

Birileri vatanlarının terör ve eşkıyadan temizlenmesi uğruna can verirken…

Birileri sadece eleştirip istismar ederken…

Merhamet, şefkat, ahlâk, devlet aklı örneği Devlet Bahçeli

Çocuklar için sınırda kreş kurdurdu!

*

Göstermelik bu yolda bir eylemleri olsa kıyamet koparan sol basın…

Nankörlüğün, riyakârlığın, gaflet ve ihanetin sığınağı devşirme medya yer vermedi…

Bu gam değil Devlet Bey için…

Allah rızasına yaptığı her maddî-manevî yardımı sessiz sedasız yapmak prensibidir…

Bütün malını millet uğruna, kutlu davası adına sarf eden bir adamın dünyalık ne beklentisi olabilir ki?

Ama özellikle Edirne MHP İl Başkanlığına ve Edirne Ülkü Ocakları’na verdiği talimat, sınırda hayat mücadelesi veren bebek ve çocuklara destek vermek ve durumlarına dikkat çekebilmek içindi…

*

“Benim aklım hep Türkiye’dir” diyebilen bir lider…

Nasip olup da evlenemediği için olmadık ahlâksız iftiralara uğramış Devlet Ata’nın bebekler ve çocuklar üzerine titremesine şaşıran fitneci zavallılar gürûhu, O’nun Ülkücü Türk gençliğini nasıl karanlık sokaklardan çekip aldığını unutmuş…

O’nun baktığı yerin “Türk milletinin vicdan penceresi” olduğunu unutmuş…

Ülkücü Hareket’in kısa sürede organize olarak gereğini yerine getirme kabiliyetini unutmuş…

MHP ve Ülkü Ocakları Tır’lar dolusu malzemeyi sınıra taşıdı ve “göçmen kreşini” hizmete soktu…

Sonrası “bayram yeri”ydi…

*

Türkmen Beyi’nin niyeti, Batı’nın yüzsüzlüğüne, başka ülkelerde açtıkları yaraların tedavisindeki kayıtsızlığına, demokrasi ve insan hakları yalanlarına vurulmuş bir şamar gibi “insanlık dersi” vermekti…

Geçen günkü “Salı dersi”nde, “Utanmadan medenilik pozu verirler, muasırız derler ama gerçekte insanî değerlere muarız olduklarını bir türlü gizleyemez, saklayamazlar” derken Batı’yı ve içimizdeki işbirlikçilerini tarif ediyordu…

Türkiye-Yunanistan sınırındaki içler acısı vaziyet, Batı’nın barbarlığının örneğiydi…

Dünyaya insanlık dersi vererek bağrımızda barındırdığımız 5 milyon mülteciye, Avrupa’nın takındığı tavır utanç vericiydi…

MHP bünyesinde “Sınır Aşan Göçler Komisyonu” kurdu ve 5 aylık bir çalışma sonucu bir kitap yayınlattı…

Mazlumun yanında olmak kadar, ülkenin geleceğini de düşünmek, göçmenlerin yurtlarına dönmesi için çalışmak da önemliydi…

Şarlatan medyanın umurunda olmadı…

Ne yazık ki, olan bu kış kıyamette bebeklere, çocuklara oluyor…

Devlet Ata’yı harekete geçiren de melek bebeklere, her biri bir dünya olan bu çocuklara bir nebze umut olmak, onları sarıp sarmalamak duygusuydu…

O, Aylan bebeği unutamamıştı…

*

0-10 yaş grubu çocuklara kısa sürede Edirne’de “göçmen kreşi” hizmete sokuldu…

Sıcacık, Tırlar dolusu bot, kazak, mont, battaniye, su, gıda maddeleri, oyuncaklar, boyalar getirildi…

Sevgi çadırı dolup taşıyor her gün…

Anaları babaları, ağabeyleri Yunan gâvuru ile mücadele içinde olsa da…

Yavrular sıcacık kreşte gönüllü ve üniversiteli Ülkücü ağabeylerinin rehberliğinde oyunlar oynuyor, kitaplar okuyorlar…

Sağolun Edirne’nin Türk milliyetçileri…

Tanrı O’na Edebali ömrü versin, ne demişti Devlet Ata: “Benim aklım hep Türkiye’dir”

İşte Türkiye’nin gerçeği:

Birileri fırsat bulunca “terörist cenazesi”nde…

Birileri de vatan derdiyle “göçmen çadırı”nda!

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ