ŞEHİT OLUŞUNUN İKINCİ YILINDA AYBÜKE ÖĞRETMENİ RAHMETLE ANIYORUZ…

Sıtkı Şeremetli

AYBÜKE ÖĞRETMEN
İÇİMİZİ DAĞLADI

(Ramazan KARACA)
İlk haberleri internete düştüğünde gördük al yazmalı öğretmen Aybüke kızımızı… Daha çocuk bile diyebileceğimiz yaştaki kızımız bir aşağılık katilin kurşunlarıyla şehit olmuştu. Arşivinden bu fotoğrafla birlikte daha birçok içimizi dağlayan paylaşımlar ve de videolar çıktı. Orada o sıkıntının içinde bile anne babasını bir şey olursa diye bir an bile aklından çıkarmayan kızımız, maalesef çok acı bir şekilde şehit oldu. Ailesi Edremit’te ikamet ediyordu. Ailesini bir an düşündüm ve empati yaptım, inanın göğsüm sıkıştı. Allah onlara sabır versin. Bu genç yaşta evlatlarını toprağa vermek yaşanacak en büyük acı ve onu tattılar.
Bu kızımız geçen yıl “öğretmen oldum” müjdesini verirken ne kadar sevinçliydi ve bir an bile tereddüt etmeden o ateş çemberinin içine gitmişti. Aile olarak milli duyguları üst düzeyde yetiştirildiği için, hiçbir korkuya ve endişeye kapılmadan oraya gittiğine yüzde yüz eminim. O duyguları yıllar önce hem kendinde hem de kız kardeşinde yaşayan birisi olarak bildiğim için eminim. 12 Eylül öncesi her gün 20 kişinin öldüğü günlerde ben Urfa’ya, sağlıkçı kız kardeşim de Muş’a tayin olmuştuk ve tereddüt etmeden gitmiştik. 1,5 sene Urfa, 4 yıl da Van’da görev yaptım. Keza eşim de biz evlenmeden Malatya’da sağlıkçı olarak çalışmıştı. Benim küçük kızım Tıp Fakültesini bitirdiğinde ihtisası kazanmasa mecburi hizmet için gideceği yer de Urfa idi. Uzman olunca istikamet yine orası…Şunu belirtmek istiyorum; gittik, niceleri gitti, bundan sonra da niceleri gidecek. Ama şehitlerimiz, onların aileleri, onları düşündükçe insanın isyan edesi, (haşa) yeter artık diyesi geliyor. Yeter artık bitsin bu acılar. Daha ne kadar ana kuzusunu toprağa vereceğiz. Bizler bir iki gün olayın acısını yaşıyoruz ama anne babalar aileler bu acıyı her an en derinden yaşamaya devam ediyorlar.
Cenazeyi teslim almaya giden amcasını dinledim. En yaralı oldukları anda boğazını yırtarcasına haykırdı: “Bu bayrakları indirtmeyeceğiz, bu ezanları susturtmayacağız. O katillere bu vatanı böldürtmeyeceğiz” dedi. Yine babası Sadık Yalçın da şehit kızının tabutu başında: “Kimse bizleri yıldıramaz. Bu vatan tarihte Türk kalmaya devam edecek. Bugün de Türk, yarın da Türk. Ne mutlu Türküm diyene” diyerek metanetli bir konuşma yaptı. İşte zaten bu düşüncelerde olan insanlar, o her an şehit olma tehlikesi bulunan o vatan topraklarına hiç korkmadan gidebiliyorlar. Yoksa bana ne diyen kişilerin orada işi olmuyor zaten. (Ama bir kanayan yaradır, taa benim 30 yıl önce öğretmen olarak bulunduğum yıllardan beridir bir türlü orada o kritik bölgede görev yapanlara tatmin edici ayrıcalıklı ücretler verilemiyor. Okuyorum son düzenlemelerle birtakım iyileştirmeler düşünülüyormuş. Orada çalışanlara bir nebze de olsa gayret etmelerine destek olacak bir artı ücret konusu çok radikal bir biçimde halledilmelidir. Görüldüğü gibi her meslekten çalışanlar da kelle koltukta ve bunun karşılığı fazlasıyla olmalıdır.)
Yine Aybüke öğretmen şehidimize dönersek Allah hiçbir anne babaya yaşatmasın. Şimdi onları çok zor günler bekliyor. Şehidimizi memleketleri Çorum’un Osmancık İlçesinde defnettiler. Aile olarak Edremit’te ikamet ettiklerini öğrendik. Yani hemşerimiz olmuşlar. Kendilerine Allah’tan sabırlar diliyorum. Pırıl pırıl yetiştirilmiş ve çok sevdiği bir işe yeni başlamış bir kızımızın dünyasını yıktılar. Aybüke kızımızın bir videosu var, dinledikçe içimizin daha da yandığını hissettiğimiz bir türkü seslendirmiş. “Mağusa Limanı limandır liman/ Beni öldürende yoktur din iman” Din de yok, iman da yok, insanlık da yok, aşağılık bir katil sürüleri onlar. İnşallah döktükleri kanda boğulacaklar… Allah gani gani rahmet eylesin…

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ