Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN

İsmailağa Cemaati’nin manevi önderi Mahmut Ustaosmanoğlu geçtiğimiz hafta Hakk’ın rahmetine kavuşmuş, cenaze töreni de devlet erkânının katılımıyla büyük bir kalabalıkla düzenlenmişti. Cenaze töreni üzerinden tartışmalar hala devam ediyor. CHP ve kuyrukları, ilk andan itibaren alerjilerini göstermişti. Bu durum da halen devam ediyor. Son olarak Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleştirilen İsmailağa Cemaati’nin manevi önderi Mahmut Ustaosmanoğlu’nun cenaze törenini “Devlet görevlilerinin anayasayı ihlal ettiğine tanık olduk” diyerek yargıya taşıyacaklarını ifade ederek tartışmaları körükledi.

İsmailağa Cemaati, Türkiye Cumhuriyeti değerleriyle çatışma içinde olan değil, vatan, millet, bayrak konularında hassasiyeti olan bir yapısıyla bilinmektedir. Ben bu yapının bir bölücüyü, vatan hainini desteklediğine şahit olmadım. Bu yapının “Devlet içine sızalım, devlet içinde hücrelenelim” gibi gizli ajandası olduğunu da hiç görmedim. İsmailağa Cemaatinin medyada görünen en popüler ismi Cübbeli Ahmet Hoca’dır. O da hep askerimize, polisimize dua eden, Atatürk sorulduğunda da “Mustafa Kemal Atatürk bu devletin kurucusu. Bunun aleyhine konuşulmaz, konuşmak caiz değil. Asla bunun aleyhine konuşulmaması gerekir. Cumhuriyet bizim son olarak kurulmuş devletimizdir” cevabını veren kişidir.

İsmailağa Cemaati içinde yanlış yapanlar, yanlış düşünenler olmuş mudur? Elbette olabilir. Ama genel yapı itibariyle suçlanacak bir durumları olmamıştır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve devlet erkânının cenazeye katılması yüzünden ilk günlerden itibaren Atatürk’ün “Ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz” sözünü hatırlatanların PKK’lı terörist cenazelerini sınırdan alan, karşılayan, ağıtlar yakan CHP zihniyeti olması tuhaf değil mi?

Ne yani “Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz” ama “Türkiye Cumhuriyeti teröristler, ajanlar, hainler memleketi olur” mu diyorsunuz?

Elbette Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim yapısı, şekli, idaresi bellidir. Bir cemaatin, bir tarikatın devlet yönetim işine karıştırılması olmaz. FETÖ’nün dini cemaat olarak yola çıkıp ülkeye hangi ihanetleri yaptığı ve ülkeyi hangi badirelere muhatap ettiği ortadadır. Bu ülkede hangi din mensubu olursa olsun onların inancını koruyacak olan da ülkenin laiklik sistemidir. Laiklik düşmanlığı yapanlarda bilin ki derin bir ruh hastası ve inançları ezmeye çalışan provokatördür.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) terörist cenazelerine katılan CHP’liler hakkında yargıya başvurmayı düşündü mü hiç?

Ya da Ekümenik Patrik Bartholomeos Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret edip ”Cemaatimizin ve hepimizin hayır dualarını kendilerine getirdik” dediğinde Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) bir alerji duymuş muydu?

Ya da Ekrem İmamoğlu Türkiye Ermenileri Patriği II. Mesrob Mutafyan’ın cenaze törenine katılınca Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) bir alerji duymuş muydu?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir Mevlevi şeyhinin elini öperken Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) bir alerji duymuş muydu? İşin en garip ve tuhaf tarafı nedir biliyor musunuz?

Kemal Kılıçdaroğlu Mevlevi şeyhinin elini öperken hemen yanında bugün İsmailağa Cemaati’nin manevi önderi Mahmut Ustaosmanoğlu’nun cenaze törenini yargıya taşıyacağını söyleyen Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı M. Hüsnü Bozkurt var. O zaman kendisi CHP Konya milletvekili idi.

Yani bunların derdi ne Türkiye Cumhuriyeti ne laiklik ne de Atatürkçülüktür. Terörist cenazesi bunlara batmaz ama din âliminin cenazesi batar. Kendileri şeyh eli öper, başkası öpünce Laiklik nutukları atarlar. Niyet bozuk olunca, bunların her eylem ve söylemleri de garabet oluyor.