-Yaşamın başladığı ilk günden itibaren güven duygusu arayışı vardır. Anne karnında duymaya alıştığı sesi arayan Bebek, ağlama ile başlayan ilk iletişimde ebeveyninin sesi ve dokunuşu ile güvenle yaşama tutunmaya başlar. Güven duygusunun olmadığı hiçbir insani ilişki yürütülemez. İnsanlar arası ilişkiler sevgi esası üzerine , Sevgi de güven esası üzerine inşaa edilir..İşte bu yüzden: ” insan güvendiğini sever, sevdiğine de güvenir. Güvenin bittiği yerde sevgi de biter.” denilmiştir..

-Aile hayatında da güven olmazsa olmaz bir esastır. Zira” Kadın ve erkekten herbiri diğerinin egemenliğinde değil güvenliğinde yaşamak ister.”

Bu açıdan baktığımızda aslında nikah, çiftler arasında basit bir icab-kabul sözcüğünden ibaret değil, karşılıklı bir güven anlaşmasının toplum önünde ilan edilmesidir.

-Allah ile kullar arasındaki ilişki de sevgi ve güven esası üzerine kurulmuştur. Bu yüzden Mümin, kendisine güvenilen ve güven veren kimse demektir.

Bu sebeple imana girişte ilk adım olan Kelime-i şahadet, basit bir söz değil; Allah ile kul arasında bir güven anlaşmadır..Rabbine ve verdiği emanetlere sahib çıkma hususunda güven sözü ilanıdır…

Celal Sürgeç /Balıkesir