MUHARREM AYININ ÖNEMİ (İzzet Altıntaş )

MUHARREM AYININ ÖNEMİ (İzzet Altıntaş )
  • Manşet
  • 13 Ağustos 2021 10:00
  • 610
MUHARREM AYININ ÖNEMİ
(İzzet Altıntaş )
İnsan zaman ve mekân içinde yaratılmış bir varlıktır. Yüce Allah yarattığı kullarına hidayet üzere bulunmaları için peygamberler ve hakkı batıldan ayıran kitaplar göndermiştir. Hidayeti bulan kullarına da Kadir Gecesi gibi bazı zamanlarda ve Mescid-i Haram gibi bazı mekânlarda özel ikram ve ihsanlarda bulunmuştur. Bu mekân ve zamanların çerçevesini de Allah (cc)’ın vahyi ile oluşan ayetler ve Hz. Peygamber (sav) Efendimizin hadis-i şerifleri belirlemiştir.
Cuma günleri, seher vakitleri, ramazan-ı şerif ve Kadir gecesi mübarek ve bereketli zaman dilimleridir. Bu gün ve gecelerde Müslümanların gaflette uzak kalarak zamanı en güzel şekilde değerlendirmesi gerekir.
Tabi mübarek günler yukarıda saydıklarımızla sınırlı değildir. Hicri aylardan olan Recep, Şaban, Zilhicce ve Muharrem ayları da kıymetlidir.
İslam’dan önce cahiliye insanları önceden beri bir gelenek olarak sadakat gösterilen haram ayların yerlerini değiştirirlerdi. Esasen bu aylarda savaş yapmak ve kan dökmek kötü bilinirdi. Fakat menfaatleri uğruna kafalarına göre ayların yerlerini değiştirmek suretiyle yine insanlara zulüm ederler, kan döker ve savaş yaparlardı.
Tövbe Süresinde Cenab-ı Allah: “Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu Allah’ın dosdoğru kanunudur…. Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.” (Tövbe; 36) buyurmaktadır.
Hz. Peygamber (sav) Efendimiz de bu ayların hangileri olduğunu şu hadis-i şerifi ile açıklamıştır: “Zaman (mikyas olan yıl hesabı) Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki (ilk) hey’etine dönmüştür. (Artık) sene oniki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Üçü arka arkayadır ki, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem’dir. Dördüncüsü de Cumada’l-âhire ile Şa’bân arasında olarak Mudar kabilesinin ayı olan Receb’dir.” (Buhari, Bedi-ül Halk / 3197)
Yine Peygamber (sav) Efendimiz “Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem’de (tutulan oruçtur). Farz namazdan sonra en faziletli namaz ise gece namazıdır.” (Müslim, Sıyâm, 202)
Yine Peygamber Efendimiz Medine’ye geldiğinde Yahudilerin bu günde oruç tuttuklarını görmüş, sebebini sorduğunda Yahudiler, “Bugün Musa ile İsrâiloğulları’nın Firavun’dan kurtuldukları gündür. Biz onu kutlamak için bu günde oruç tutuyoruz.” cevabını vermişlerdir. Bunun üzerine Allah Resûlü; “Biz Musa”ya sizden daha yakınız.” buyurarak aşûrâ gününde oruç tutulmasını emretmiştir. (Buhârî, Savm, 69)
Görüldüğü üzere Hz. Peygamber (sav) Efendimiz haram/hürmet gösterilmesi gereken aylardan Muharrem’i oruç tutmak ve gece ibadet etmek suretiyle Allah’a yakınlaşma vesilesi olarak görmüştür.
Kur’an-ı Kerimde Fecr Süresinin 2.ayetin de on geceye yemin edilmiştir. Müfessirler bu on geceden maksadın zilhiccenin ilk on günü, Ramazan ayının son on günü veya muharrem ayının ilk on günü olduğunu ifade etmişlerdir.
? İslami eserlere bakıldığında görülecektir ki özellikle Muharrem ayının 10. Günü birçok önemli hadise meydana gelmiştir. Bu gün aynı zamanda aşûra olarak adlandırılır. Mesela aşûra günü Nuh(as)’ın gemisi karaya çıkmış, İbrahim (as) Nemrut’un ateşinden selamete erişmiş, Musa(as) Firavun’un zulmünden Kızıldeniz’i geçerek kurtulmuştur.
İslam tarihinde Muharrem ayının 10. Günü meydana gelen bir olay daha vardır ki hala yüreklerimiz dağlamaktadır. 10 Muharrem 61/10 Ekim 680 yılında Hz. Peygamber (sav) Efendimizin “cennet reyhanım” ve “ehl-i beyt’im” dediği torunu Hz. Hüseyin (ra) Irak’ın Kerbela şehrinde dönemin Emevi valisi Ubeydullah b. Ziyâd tarafından hunharca şehit edilmiştir. Hz. Hüseyin (ra) ile birlikte çoğu ehl-i beyt’ten yaklaşık 70 küsur kişi daha zalimce şehit edilmiştir.
Bu olayla ilgili birçok şey söylenebilir. Fakat bu tarihi elim olay, acılardan ders çıkarmak ve yeni Kerbela hadiselerine fırsat vermemek için değerlendirilmelidir. Çünkü İslam binası bir bütündür. Bu binayı ayakta tutacak olan mezhebi veya ırkı ne olursa olsun; Kur’an ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, birlik ve beraberlik olmak ve İslam kardeşliğinde birleşmek ile mümkündür. Düşman İslam beldelerinin bu kadar içine girmişken, Müslümanların şerefi beş paralık edilirken fitnecilere alet olmak gaflettir. Eğer bu gaflete düşersek tarihte yüzlerce Kerbela yaşandığı gibi yeni Kerbela’lar yaşamak zorunda kalırız.
Bu vesile ile Bedir’den Uhud’a, Kerbela’dan Malazgirt’e, Çanakkale’den, İstiklal Harbimize, Kıbrıs’tan 15 Temmuz’a ve terörle mücadeleye canlarını din ve vatan için feda eden bütün şehitlerimize rahmet, yine Allah’ımdan onların mirasına sahip çıkma kudretini lütfetmesini diliyorum.
İzzet Altıntaş / İl Vaizi
Bir anıt ve şunu diyen bir yazı 'MUHARREM AYI ve AŞURA GÜNÜ' görseli olabilir
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ