Milliyetçilik dalga değildir, varlığımızın teminatıdır

Sıtkı Şeremetli

Milliyetçilik dalga değildir, varlığımızın teminatıdır
(Orhan KARATAŞ)
DÜNYADA her şeyin olabileceği aklıma gelirdi, ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun sayın Devlet Bahçeli’ye milliyetçilik anlatmaya kalkışacağını hayal dahi edemezdim. Haddini aşmanın elbette bir bedeli var ve Bay Kemal Kılaçdaroğlu hak ettiği dersi de, cevabı da almıştır.

MİLLİYETÇİLİK DALGASI

Anlaşılan seçimler öncesinde bay Kılıçdaroğlu ve şürekasından daha çok milliyetçilik nutukları duyacağız. HDP ile kirli ortaklığı, FETÖ ile yol yürümeyi, Marksist adaylarla başarı aramayı milliyetçilik kılıfına sarmaya çalışmak kendilerine yakışıyor olabilir, ama bu durum gerçek milliyetçiler için bir zulümdür. Kılıçdaroğlu’nun bu cüreti, beraberinde yeni bir tartışmayı da başlatmış durumdadır. Televizyon kanallarında ve gazete köşelerinde, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde milliyetçilik dalgasının yükseldiği gibi yorumlar yapılıyor. “Bu seçimlerin ana teması milliyetçilik mi olacak?” gibi sorular soruluyor.

LAFLA OLMAZ!
Milliyetçilik bir dalga değil, yaşam biçimidir. Tercih değil, olması gerekendir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun zannettiği gibi duruma göre vaziyet alınarak, zillete kol kanat gererek milliyetçi olunmaz. Milliyetçilik her şeyden önce milli olmak, milli durmak, milli düşünmek ve milli yaşamaktar. Milli olabilmek için milletin değerleriyle, ülkenin gerçekleriyle barışık olacak ve onlara sahip çıkacaksınız. Milletin değerlerinin ne olduğunu 15 Temmuz gecesi bütün dünya net olarak gördü. Peki, Kemal Kılıçdaroğlu ne yaptı? Bıraktı kaçtı. Ülkenin gerçekleri, bir beka sorunuyla karşı karşıya kaldığımızı ortaya koyuyor. Kılaçdaroğlu’nun böyle bir meselesi de yok. Bekayı ciddiye almadığı gibi, tehdidi oluşturan unsurlarlarla, PKK uzantıları ile işbirliği yapıp, ittifak kuruyor. “Milliyetçilik lafla olmaz” diyor, bay Kılıçdaroğlu. Bu kadar yanlışın içinde belki tek doğru laf. Tam da kendini anlatıyor. Milliyetçilik lafla olmadığı için, CHP bugün en önemli ve ağır beka sorunu haline gelmiştir.

MİLLİ VE MANEVİ MERKEZ

Kendisine bir defa daha MHP’nin milliyetçiliğini anlatalım. MHP milliyetçi olduğu için bütün siyasi hesapları bir kenara bırakmış, ülkesinin varlığını ve birliğini her şeyin üzerinde tutmuş ve gereğini yapmıştır. Ve MHP’nin milliyetçiliği, içinde bulunduğumuz dünyanın, yaşadığımız çağın bütün gerçeklerinin farkındadır ve buna göre pozisyon almakta ve siyaset üretmektedir. Böyle olduğu içindir ki, MHP Türk siyasetinin milli ve manevi merkezidir. Tüm eğilim, tercih ve siyaset ekollerine saygı duyulmaktadır. Ancak, bu ülke ve milletle sorunlu, yıkıcı ve bölücü unsurlar bunun dışındadır. Parti kurmuş olmaları, barajı geçmeleri, milletvekili, belediye başkanı çıkarmaları bu durumu değiştirmez.

TÜRK MİLLETİNİN DAMGASI

e-bebek İndirim Günleri Şubat ayı boyunca her gün farklı ürünlerde %28 indirim!
performanceNative
MHP’nin milliyetçiliği tarihi, kültürel ve sosyal gerçeklerimizin üzerine bina edilmiştir.İnsanlığın hızlı ve baş döndürücü gelişme ivmesinin şuurundadır. Teknolojik üstünlüğün, bilgi üretimindeki avantajın ve doğal kaynak zenginliğindeki önemin de fazlasıyla bilincindedir. Sayın Devlet Bahçeli, bir kurultay konuşmasında milliyetçiliği anlatırken aynen şunları söylemişti: “Küreyi kavrayan ve küreselleşmenin milli kültür ve kimliği eriten yanlarını etkisiz kılan dinamik ve derinlikli bir milliyetçilik üslubuyla çağa Türk milletinin damgasını vurabilir ve Türk asrının mimarisini sağlayabiliriz. Edebiyattan sanata, ekonomiden tekniğe, spordan kültüre, bilimden hayatın her alanına kadar yerel ve milli motifleri küreselleşmenin müşterek lisanıyla uyumlaştırabilir ve bu çerçevede mukayeseli bir üstünlük tesis edebiliriz. Milliyetçiliğimiz birlikte yaşamanın felsefi ve siyasi alt yapısını kurmaya ve milletler mücadelesinde ötekine odaklanmadan ve çatışma içine girmeden Türk milletini dünya klasmanında doruğa taşımaya son derece hazır ve bu konuda da donanımlıdır.”

MİLLİ VARLIĞIMIZ

Bu değerlendirmeler Kemal Kılıçdaroğlu için ne anlam ifade eder bilmiyorum, ama milliyetçiler için hayati önemdedir. Ve bu hiçbir şartta değişmez ve dönüşmez. Milliyetçiler için Türkiye Cumhuriyeti Devleti tektir, ülkesi ve milleti bir ve bütündür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu ve sahibi topyekûn büyük Türk milletidir. Türkiye Cumhuriyet Devleti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes; ırk, dil, din ve mezhep farklılığına bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk milletinin eşit ve saygın fertleridir. Milli varlığımızın temeli bu mensubiyet şuuru ve milli birlik ruhudur ve Türklük üst ve vazgeçilmez kimliğimizdir. Türk milletine yeni kimlik ve isim arayışları, yeni vatandaşlık icatları boş ve nafile faaliyetler olarak kalmaya her zaman mahkûmdur. Türk milleti varsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de ilelebet payidar kalacaktır.

DÜNYA DURDUKÇA DEĞİŞMEZ

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve büyük Türk milletinin varlığına Türk milliyetçileri bir, iri ve diri olduktan sonra kimse son ihanet vuruşunu yapamayacak ve kâbus rüyaları gerçekleşmeyecektir. Bu yüzden, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in, hain emeller karşısında sessiz, duyarsız, tepkisiz ve hareketsiz kalması asla düşünülemeyecektir. Bu değişmez ilkeler Türk milletinin bin yıllık tarihinin ortaya koyduğu gerçeklerdir. MHP, bu gerçeklere dayalı dayalı olarak 50 yıllık tarihi ile Türk siyasetine damga vurmuş ve yön vermiştir. Dünya durdukça da değişmeyecektir.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ