MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, her insanın başına gelebilecek bir rahatsızlık geçirdi. Daha önce kalbinden bir başka rahatsızlık yaşamış olduğu bilindiği için endişe duyulması, durumunun merak edilmesi gayet normaldir. Burada tuhaf bir şey yok. Herkes gibi biz de duyduğumuz ilk andan itibaren ne olduğunu anlamaya çalıştık. Aldığımız bilgilerle de rahatladık ve biran önce tam olarak sağlığına kavuşması ve işinin başına dönmesi için dua ettik. Aklı başında olan, bu ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunan, Allah korsusu bilen, vicdan ve ahlak sahibi herkesin de bizim gibi düşündüğünden, bizim gibi yaptığından eminim. Yine aldığımız bilgilere göre, sayın Bahçeli rahatsızlığını tamamen atlattı. Gayet sağlıklı ve bu hafta içinde dinlenmiş olarak mesaisine başlayacak ve kaldığı yerden devam edecek.

KRİZ VE KAOS BEZİRGANLARI

Bu rahatsızlık vesilesiyle, kimin nerede durduğunu, kimin neyin peşinde olduğunu, MHP’nin ve Sayın Bahçeli’nin varlığının kimleri, nereleri nasıl rahatsız ettiğini, hangi kalleşliklerin, kahpeliklerin, alçaklıkların ve şerefsizliklerin yapıldığını bir defa ibretle izledik. Öyle şeyler yazdı, öyle şeyler söylediler ki, bırakın bunlara insan demeyi, hangi sıfatla hitap edeceğimizi bile bulamadık. Özellikle sosyal medya bataklığında debelenin ahlaksızlar, namus ve şeref yoksunları hiçbir ölçü, hiçbir sınır tanımadan saldırdılar. Bu da yetmedi yalan ve uydurma şeylerle bir belirsizlik, kriz ve kaos çıkarmaya uğraştılar. Bunların kim oldukları, neye hizmet ettikleri bellidir. Gerekli cevabı almışlardır ve bundan sonra da fazlasıyla alacaklardır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ne bu ülke sahipsizdir, ne bu parti yolda bulunmuştur, ne de milliyetçi ve ülkücüler genel başkanlarına, liderlerine, davanın büyüklerine haksızlık yapılmasına seyirci kalırlar.

MHP ÜLKENİN TEMİNATI

Bir başka gerçek de şudur: MHP’den ve MHP’nin liderinden rahatsızlık duyan, şikayetçi olan, karalayan, yalan ve iftirada bulunan, hakaret eden her kim varsa, alayı bu ülke ve milletle kavgalıdır. Sureti haktan görünse bile kafasının arkasında hain planlar, başka hesaplar vardır. Millet ve memleket düşmanıdır. Zira, bu ülke ve milletle meselesi olmayanın MHP ile ve Sayın Bahçeli ile bir alıp-veremediği olamaz. MHP’nin ve doğal olarak Sayın Bahçeli’nin bu devletin varlığı, bu ülkenin birliği, bu milletin bölünmez bütünlüğü için bir teminat olduğunu, bunu hiçbir şeyin, hiçbir kuvvetin değiştiremeyeceğini aklı başında olan herkes bilir ve kabul eder. Bu dün böyleydi, bugün de böyledir ve yarın da asla değişmeyecektir.

NASIL DA SEVİNDİLER!

Zaten sorun da buradan çıkmaktadır. Hainler, bölücüler, işbirlikçiler, vatan-millet düşmanları MHP var oldukça, hiçbir şekilde sonuç alamayacaklarını biliyorlar. Bütün ümitleri, bütün beklentileri, bütün hesapları MHP’yi yıpratmak ve engellemek üzerinedir. Sayın Bahçeli’nin rahatsızlığına onun için bu kadar çok sevindi, bu kadar alçaldılar, bu kadar ileri gittiler. FETÖ’nün militanları neredeyse bayram yaptı. PKK’nin itleri ellerini ovuşturup sevinç naraları attılar. Bunların içerideki ve dışarıdaki uzantıları, özellikle de ağababaları alçaklık ve şerefsizlikte çok daha ileri gittiler. ABD Büyükelçiliği’nin bir FETÖ’cü alçağın sosyal medya paylaşımını beğenmesi, bu yazdıklarımızı en küçük bir endişeye yer bırakmayacak şekilde doğruluyor.

KİM KİMİN ARKASINDA BİLİYORUZ

Sayın Semih Yalçın’ın da belirttiği gibi, “Kim kimin arkasında, biz zaten biliyoruz. Bilumum FETÖ militanları ve onlara destek veren cümle Amerikan yönetimi, avucunuzu yalarsınız! MHP Lideri Devlet Bahçeli’siz bir siyaset hayali kuruyorsunuz ya, daha çok beklersiniz!” Sayın İsmet Büyükataman’ın, “Bu ‘vatansız’ firarinin yaptığı paylaşımın ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği resmî Twitter hesabından beğenilmesi, ederi 1 dolar olan meczubun sözlerinden daha vahimdir ve ABD destekli yeni bir operasyonun da başladığının delilidir. Büyükelçilik bu hamlesiyle Türkiye düşmanlarını cesaretlendirme, FETÖ’cü hainleri sahaya sürme gayesindedir. Bu alçakça girişim ABD’nin haddine olmadığı gibi, Orta Doğu’yu kan gölüne çeviren ABD bunun sonuçlarına katlanmak zorunda olacağını da iyi bilmelidir” sözleri, bütün milliyetçi ve ülkücülerin ortak kanaatidir.

CHP VE YANCILARI SUSKUN

ABD Büyükelçiliği’nin bu kahpeliği, kendi üst yönetiminden bağımsız düşünülemez. Özür beyanı yetersiz ve eksiktir. Bu alçaklık mutlaka soruşturulmalı, asıl niyet ortaya çıkarılmalı ve gereği yapılmalıdır. Bir o kadar vahim olan şey de, bu alçaklığa CHP ve yancılarının hiçbir itiraz da bulunmaması, en küçük bir tepki vermemeleridir. Bu durum bizi şaşırtmıyor. Zira, CHP’nin ABD’e nasıl teslim olduğunu, kanlı planlarını savunup gönüllü sözcülüğünü yaptığını zaten biliyoruz. Sadece bu kadarı bile CHP’nin sorgulanmasına, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yargılanmasına fazlasıyla yeterlidir.