Maneviyatsız CHP’deki parlak ayakkabılı sele gitti

Sıtkı Şeremetli

Maneviyatsız CHP’deki parlak ayakkabılı sele gitti

          24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP ve etrafında toplanan kitlenin umudu kimdi?

Muharrem İnce değil mi? Muharrem İnce Cumhurbaşkanı seçilemeyince onun itibarına saldırarak, çeşitli komplo teorileri üreterek onu defterden sildiler. Sonra aynı kitle Ekrem İmamoğlu İBB Başkanlığını kazanınca onun etrafında “Yeni Cumhurbaşkanı adayımızı bulduk” diye halka oluşturdular. Ekrem İmamoğlu’nu öyle gaza getirdiler ki adam koltuğa oturduğu gün İBB ile tüm bağını kopardı. Öyle ki Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanya danışmanı Necati Özkan bu gaza gelme halini CHP’li kitleye dönük “Dün dünde kaldı cancağzım. Artık mekanın yeni sahibi var” mesajını yayınlayarak gösterdi.

Öyle ya her şey artık Ekrem İmamoğlu’ndan sorulacaktı. Ona göre CHP’nin geleceği sadece ona bağlıydı ve Cumhurbaşkanı adayı olacak biri varsa da tek kişi sadece oydu. Fakat İBB koltuğuna oturduğu günden ibaren selde, depremde herkesin tepkilerini çeken tatilleri, İstanbul’a hizmet yerine hep siyasi hesaplar için koşturması, HD(P)KK’lılara olan yakınlığı, İstanbul halkının parasını israflarda, vurgunlarda dağıtması, Murat Ongun gibi birini kendine sözcü yapması kendisine umut bağlayanların gözünde kredisinin tükenmesine neden oldu. Görüyorsunuz artık en ağır eleştirileri bizzat CHP’liler yapıyor.

Ekrem İmamoğlu’ndan umudunu kesen kitle bu sefer Mansur Yavaş’a yöneldi. Egosu çok yüksek ve kibir abidesi olan Mansur Yavaş da bu “Yeni Cumhurbaşkanı adayımızı bulduk” tuzağına düşerek ABB Başkanlığını yapmayı bıraktı. Seçim öncesi yaptığı hiçbir vaadini yerine getirmedi. O vaat videolarını bile Youtube’den sildirdi. Sıradan belediyecilik işlerini yapmaktan bile aciz kaldı. Karda, buzda, selde Ankara halkını hep perişan etti. Sıradan belediyecilik işlerini de öyle abarttı ki sanırsın dünyayı o yönetiyor. 99 öğrencinin su faturasında indirim yapmış ama 99 milyona yapmış gibi pazarladı.

Aslında CHP’li kitlenin ilk umut bağladığı Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, CHP içinde Cumhurbaşkanlığına umut bağlanan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a “Bana bir tane çözülmüş sorun gösterin. İstanbul’un sorunları ortada duruyor. İstanbul’da çözülmüş bir sorun göremiyorum. Bunu da söylemek zorundayım. Siz İstanbul’da yaşıyorsunuz var mı? Yok. Bir başarı hikâyesi yok” ve “Ankara’da yaşıyorum orada da çözülmüş bir sorun yok” sözleriyle geçtiğimiz haftalarda büyük darbe vurmuştu.

Ekrem İmamoğlu halkın gözünde biteli çok olmuştu ama Mansur Yavaş da Ekrem İmamoğlu’nun yolundan giderek kendi bitişini hızlandırmıştır. Hele İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile sel felaketi yaşayan Akyurt’ta yanyana gelmesi onun için büyük trajedi olmuştur.

Ankara sel ile boğuşurken, YOLDAŞ Mansur Yavaş Eskişehir’de CHP’li Belediye Başkanlarıyla ‘laf satası’ yaptıkları bildiriye imza atma törenindeydi. İllerinde bir çivi çakmışlıkları yok ama bir bakıyorsunuz o ilde, bir bakıyorsunuz bu ilde toplanıp akıllarınca siyasete yön vermeye çalışıyorlar. Bunlardan biri de Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar “Benim görevim hükümeti devirmek” açıklaması yapmış… Adana halkı “hizmet yapsın” diye seçti, o kendine hükümeti devirme misyonu yaratıyor. Allah akıl, fikir versin bunlara…

Ankara’da sel felaketi yaşandığı halde Mansur Yavaş Eskişehir’e niçin gitmiştir?

Eskişehir’de olduğu gün yine sel felaketi olmuştur. Meteoroloji ve Ankara Valiliği şiddetli yağmur ve sel için uyarı yaparken Mansur Yavaş kendini Cumhurbaşkanlığı adaylığına mı kaptırmıştır?

Bu hayal uğruna İstanbul halkını terk eden Ekrem İmamoğlu gibi, o da Ankara halkını terk etti herhalde?

ABB koltuğuna oturduğu ilk aylarda yine Ankara’yı sel basmış ve kendisinin İngiltere’de olduğu ortaya çıkmıştı. Şimdi de Ankara sel içindeyken Eskişehir’e gidecek kadar gevşek davranabilmiştir.

O Eskişehir’e gitmeden sel olmuştu, o Eskişehir’de iken yine sel olmuştu, o Eskişehir’den dönerken yine sel olmuştu. Eskişehir’den döndüğünde sel felaketi yaşayan Akyurt ilçesine gitti. Gittiğinde Akyurt’ta sel felaketini olay yerinde incelemeye daha önce giden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Ankara Valisi Vasip Şahin ile Akyurt Belediye’sinde karşılaşmış… İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bacağında ıslanmış pantolonu, ayağında çizmeleri vardı. Mansur Yavaş da düğüne gelmiş gibi… Üzerinde zerre toz olmayan boyalı ve parlak ayakkabısı, şekilli ceketi ve ütülü pantolonuyla şehrin yabancı misafir diplomatı gibiydi. Elinde çay bardağı ile Süleyman Soylu’yu dinleme bakışı zaten bu yabancılığının fotoğrafı gibiydi.

İşte o fotoğraf Mansur Yavaş’ın üç yıldır tüm belediyecilik olaylarına nasıl baktığının da belgesi olmuştur.

Mansur Yavaş’ı da Ekrem İmamoğlu’nu bitiren Murat Ongun gibi ABB Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Koordinatörü Volkan Memduh Gültekin bitirecek. Çünkü geçtiğimiz haftalarda da “Mansur Yavaş Van’da Demirtaş’ın serbest bırakılmasını isteyene İnşallah demedi” demişti. Oysa Mansur Yavaş Van’da “Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’yı serbest bıraktırmak için bize katılın” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu salon toplantısında alkışlıyordu.

O şahıs “Islak çizme ve boyalı ayakkabı” tartışmalarıyla ilgili demiş ki; “Siz bu cümleleri kurduğunuzda Mansur Yavaş Akyurt afet bölgesindeydi. Özür dileriz; kendisinin poz verme gibi bir gailesi, bir huyu yok. Kul hakkına girdiniz.”

Ayakkabısına zerre toz da mı bulaşmadı, pantolonunun ütüsü de mi bozulmadı peki?

Bir de utanmadan diyorlar ki: Süleyman Soylu ıslak pantolon ve çizmelerle reklam yapıyor, şov yapıyor.

Sel felaketi yaşanan Kastamonu/ Bozkurt ilçesinde haftalarca halkın yanında kalmış, Bartın, Sinop, Bursa gibi illerimizde yaşanan sellerde de çizmesini giyip görevini yapmıştı. Ankara’da sel olduğunda tenezzül edip İngiltere’den dönmeyen, sel her yanı bastırmışken “Maneviyatsız CHP’nin” peşinden bildiri için Eskişehir’e giden Mansur Yavaş’la Süleyman Soylu’yu kıyaslama yapmak bile gerçekten ayıptır. Maneviyatsız ve halkan uzak CHP işte budur. Arabasından inerken bile ayakkabısına toz bulaşmıyor.

CHP’liler Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Zeydan Karalar, Vahap Seçer balonunuz patladı. Bir de Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e odaklanın isterseniz. Gerçi o da CHP’yi patlatmıştı. Koronavirüs salgınına yakalandığı süreçte CHP’lilerin kendisine olan tavrını şöyle izah etmişti: “Ben ölüm döşeğindeyken, bazen ölüm haberleri yazanlar, bazen bu koltuk sevdasına düşenler, sayısı çok azdır onların. Dışardan ben hiçbir partiden bunları duymadım…”

CHP’li Belediye Başkanları birçok il ve ilçede yolsuzluk, rüşvet olaylarından ya görevden alınıyor ya partiden ihraç ediliyor. Elinizde kalanların etrafında birleşin bari de onu aday olarak çıkarın…

Anlat Mansur Yavaş, “Maneviyatsız CHP’de” rezil olma sürecin daha ne kadar sürecek?

Bir ihanet mektubuyla MHP’den kaçtın; çapsızlık, beceriksizlik ve ihanetlere susarak şimdi de CHP’de bittin…

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ