Kılıçdaroğlu ve ihanetin yeni versiyonu

Sıtkı Şeremetli

Kılıçdaroğlu ve ihanetin yeni versiyonu
(oRHAN karataş)Kılıçdaroğlu gibi, PKK, PYD, HDP güzellemesi yapmakla kalmayıp, bu terör unsurları ile her türlü işbirliği yapabilen birinin sayın Bahçeli’ye milliyetçilik anlatması, eşi emsali görülmemiş bir rezilliktir.

Seçim tarihi yaklaştıkça, Türk milletinden ümidini kesmiş olan ve Cumhur ittifakı karşısında çaresiz kalan zilletin kızgınlığı ve saldırganlığı daha da artıyor. Bu kızgınlıkla kendilerini daha çok ele veriyor, daha çok ifşa oluyor, daha çok yerin dibine gömülüyorlar.

BÜYÜK FIRSAT YAKALANDI

Türkiye, bir dönüm noktasındadır. Cumhur ittifakı ile birlikte güzel ülkemiz, ayak bağlarından kurtulmuş, Türk milletinin de onayı ve desteği ile gelişmek, yükselmek ve ileri gitmek için büyük bir fırsat yakalamıştır. Terörle mücadelede tarihi başarılar sağlanmış, dış politikada daha etkili ve belirleyici bir konuma gelmiş, milli duruşunu sağlamlaştırmıştır. Sorun da buradan çıkıyor. Bütün ümidini Türkiye’nin yorulmasına, yoksullaşmasına, teröre teslim olmasına, içine kapanmasına bağlamış olanlar bu durum karşısında çıldırıyor. Bu güruh Türk milletinden onay alamayacaklarını çok iyi bildikleri için, bütün hesaplarını Türkiye’nin batmasına ve buna bağlı olarak oluşacak belirsizliklere bağlamış durumdadır. Kimdir bunlar diye bakıyorsunuz, karşınıza FETÖ, PKK, PYD çıkıyor. Bunların olduğu yerde HDP’nin de olması bizi şaşırtmıyor. CHP ve İP’in de katılmasıyla birlikte zillet tamamlanıyor.

MADURO’NUN BAŞNA GELENLER

Venezuela’da Maduro’nun başına gelenler, zillet için yeni bir ümittir. Nitekim, zilleti oluşturanların ABD’nin bu ülkedeki zorbalığı, AB’nin kabalığı karşısında en küçük bir itirazları olmamıştır. ABD’nin planlarının tutması, seçilmiş Maduro’nun baskı ve olağandışı yöntemlerle gönderilmesi, zillet için de, diğer ülkelerdeki zillet benzeri yapılar için de bir emsal teşkil etmektedir. Bu sebeple Venezuela’nın direnmesi, Madro’nun işbaşında kalması ve bu kirli oyunun bozulması şarttır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun son dönemlerdeki açıklamaları, neleri göze alabileceklerini göstermektedir. Özellikle bir televizyon kanalındaki Sayın Devlet Bahçeli ile ilgili sözleri çok düşündürücüdür ve asıl niyeti net olarak ortaya koymaktadır.

AKLA ZİYAN SÖZLER

Kılıçdaroğlu, Sakarya’da kurulu bulunan ve Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü’ne ait olan 1’nci Ana Bakım Fabrikalar Müdürlüğü işletimindeki mal ve hizmet üretim birimlerinin özelleştirme işlemleri üzerinden, sayın Bahçeli’ye akla ziyan sözler sarf etmiştir. Söylediklerinin aslı astarı yoktur. Her zamanki gibi düzmecedir ve bir gaflet ürünüdür. Devam edilmekte olan özelleştirme yöntemi bir satış değil, işletme hakkının 25 yıl süreyle devredilmesidir.Türkiye, iddia edilenin aksine, Savunma Sanayinde büyük atılımlar yapmış, yerlilik ve millilik oranını yüzde 68’e kadar çıkarmıştır. Bu gurur vericidir, ama yeterli değildir. Oranın çok daha yükseltilmesi ve kendi kendine yeten bir ülke olma hedefine ulaşması gerekmektedir. Kandillilerle ortaklık kurmuş, Türkiye ile hesabı olanların ümit kapısı haline gelmiş birinin bu gelişmelerden rahatsız olması, elbette bizi şaşırtmamaktadır. Bütün bunlar ihanetin yeni versiyonudur.

KIYAMET ALAMETİ!

Bu suçlamaların trajikomik olan tarafı, milliyetçilik dersi vermeye kalkışması ve ülkücüleri kardeşi ilan etmesidir. Kılıçdaroğlu gibi, PKK, PYD, HDP güzellemesi yapmakla kalmayıp, bu terör unsurları ile her türlü işbirliği yapabilen birinin sayın Bahçeli’ye milliyetçilik anlatması, eşi emsali görülmemiş bir rezilliktir ve kıyamet alameti olmalıdır. PYD’yi terör örgütü saymayıp, halkının hizmetinde bir yapı olarak anlatan, daha kısa süre önce Almanya’da arkasına bölücü paçavralar alıp Türkiye’ye kin kusan bir teröristi ziyaret eden bu Kılıçdaroğlu değil miydi? Bütün bunların üzerine, 12 Eylül darbesin zindanlarında ülkücü olmaktan başka hiçbir suçu olmayan yiğitlere, zulmetmiş, ağır işkencelerde bulunmuş, darağacına göndermiş bir zalimin, bu mirasla övünen oğlunu İzmir’e aday göstermiştir. Kılıçdaroğlu’nun bu siciliyle ülkücülerden “kardeşlerim” diye söz etmesi, aslında ülkücülere yapılabilecek en ağır hakarettir.

TÜRK DÜŞMANLARININ SİYASİ OLUŞUMU

Kılıçdaroğlu hak ettiği cevabı, ömrü boyunca unutamayacağı bir şekilde sayın Devlet Bahçeli’den almıştır. Bir daha MHP ve ülkücüleri ağzına alırken bir değil bin defa düşünmesi gerektiğini umarız anlamıştır. Zilletin HDP ayağı PKK’ya, İP ayağı FETÖ’ye aittir. Kılıçdaroğlu’nun CHP’si de zilletin gövdesi ve beynidir. Bunu bir siyasi değerlendirme olarak söylemiyoruz. Kılıçdaroğlu’nun sicilinin, yaptıklarının, söylediklerinin ortaya koyduğu bir gerçeğe dikkat çekiyoruz. Özel ısrarı ve Genel Başkanlık imkanları ile CHP’yi Türkiye ve Türk düşmanlarının siyasi oluşumu haline getirmiştir.İttifakın yetmediği yerde bizzat devreye girmiştir. Vatan-millet düşmanlarını partiye almakla kalmamış, aday yapmış ve belediye başkanı olmaları için sahaya sürmüştür. Bunların kimler olduğu ayrıntılı olarak her gün gazete sayfalarında yer almaktadır.

Türk milleti her şeyin farkındadır ve bu zillete hiçbir şartta geçit vermeyecektir. 31 Mart, Kılıçdaroğlu ve onun başını çektiği zilletin siyaset sahnesinden silinmesinin tarihi olacaktır.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ