Kendine hayrı olmayanın…

Sıtkı Şeremetli

Kendine hayrı olmayanın…

Adam, tutunacak bir dal, projelendirilmiş siyasî hayatına bir süre daha istiyor…

Kiminle ortak proje ürünü olduğu, kime saldırdığı, geçmişinde ne derken şimdi ne dediği önemli değil…

Koltuğu alınınca çılgına dönenlerin, ihtirasla yemek yediği kaba pisleyenlerin ruhsal yapısı bu!

Samanpazarı’nın ihtiraslı çocuğunu alıp bakan yaptığınızda oluyor bunlar…

O zamanlar dut yemiş bülbül…

Tayyip beyin personeli…

Dışişlerinde, Maliyede sessiz sedasız… Epeyce 2002’nin acı reçetesinin meyvesini yedi, sonrası çare üretemedi…

Sonra? Sonrası tufan ve tuhaf bir projenin elemanı!

*

“Deva” olacak diye çıkardılar piyasaya, iyi kötü bir koltuğu oldu adamın…

Erdoğan’a olan hıncı onu zilletin koynuna itti…

Geçenlerde Andımız konusunda partisinde çıkan çatlakta ne edeceğini bilemez oldu.

Partisine hâkim değil ama içeriden veya dışarıdan ülkeye yapılan ekonomik baskılarda aslan kesiliyor…

“Devlet aklı” direnci kırınca da sus pus…

Merkez Bankası Başkanı görevden alınınca aklına gelmiş…

Devlet Bey ve MHP üzerinden ekmek çıkacak sanıyor…

Bütün “projeler”in yaptığı gibi!

*

Gölgesi boyunu aşmış Bahçeli’yi hedef alıyor:

“Allah kimseyi Sayın Bahçeli gibi birine muhtaç etmesin. Sayın Erdoğan’ın durumu hiç kolay değil. Yüzde 52’yi Cumhurbaşkanı sadece AK Partililerin oyuyla almadı, MHP’lilerin de oyu var orada. Dolayısıyla hem kendi Cumhurbaşkanlığının, hem de Meclis’teki çoğunluğunun Bahçeli’nin desteğiyle olduğunu herkes biliyor. Ve Bahçeli desteğini çektiği anda hem kendi Cumhurbaşkanlığının siyasi meşruiyetinin riske gireceğini, hem de Meclis’te artık istediği gibi işleri götüremeyeceğini biliyor. Ama Sayın Bahçeli’nin de bu küçük hissesini adeta hükümeti yönetmek için, hükümete baskı yapmak için, empoze yapmak için, dediğini yaptırtmak için kullanmasını siyasi etik açısından doğru bulmuyorum.”

Dediği şey, tek kelimeyle “hazımsızlık”…

Neymiş? “Devleti Bahçeli yönetiyormuş!”

Erdoğan’a baskı yapıyormuş!

Adam bir de “siyasî etik”ten bahsetmez mi?

Yahu AKP’de koltuk gidince egonun esiri olmuşsun, geldiğin çizgiden sapıp “zillet”e savrulmuşsun, “dut yemiş bülbül olduğun partiye” hasım olmuşsun, seni seçenlere ihanet edip “karşı”ya koşmuşsun, PKK sevici olmuşsun, HDPKK’nin kapatılmasına karşıymışsın…

Senin cürmün ne, seçime girip aldığın oy ne?

Yeni kurdurulmuş bir partiyi niye koşa koşa “zillet”e teslim ettin?

Hangi “siyasî etik”ten bahsediyorsun sen Şövalye?

*

Meydan boş, her konuda konuşuyor “dut yemiş bülbül”

“PKK’li Gergerlioğlu, adeta tek başına bir insan hakları derneği gibi çalışan bir milletvekili”ymiş!

Şu andaki sistem Meclis’i önemsizleştirmiş durumdaymış, TBMM Başkanını Cumhurbaşkanı seçiyormuş, bu yüzden ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ gerekli”ymiş”…

“6 milyon oy almış HDPKK’nin kapatılması”na karşıymış…

Ve şu lafa dikkat edin:

“Bu ülkenin sorunlarının mutlaka meşru, demokratik siyaset zemininde çözülmesi gerek.”

Yani diyor ki, “terör sorunu değil Kür sorunu var!”

Y-CHP/HDPKK/İP/GP ve Deva aynı sözleri sarfediyor, “proje”ye eklemli!

Ve absürt bit laf:

“Bir başka gerçek de var ki, o da bu terör örgütünün Türkiye’deki siyasetin üzerine artık gölge etmemesi lazım.”

Eee Bay Bebecan, devlet ne yapıyor?

*

Ve bu AKP’nin Dışişleri ve Maliye Bakanlığı tedrisatından geçmiş adam akıllara zarar açıklamayı yapıyor:

“İktidarın İstanbul Sözleşmesi’ni fesih kararına itiraz sürecimizi başlatarak, kararın iptali için mücadele edeceğiz.”

Vay bu seçmenin haline…

“Kendine hayrı olmayan”ın kime “devası” olacak Allah aşkına?

Hele bir partinizdeki çatlamayı bir alçılayın!

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ