Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN

Tam da Türkiye’deki zehirli muhalefetin “sokağa çıkma, sokağa dökülme” düşüncelerinin olup olmayacağı tartışılırken, bir sabah uyandık ki Kazakistan’da akaryakıt zammı bahanesiyle başlatılan protestoların büyük çatışmalara dönüştüğünü izledik. Kardeş ülkede yaşanan olaylar ve gelişmeler gerçekten yüreğimizi burktu. Halk adı altındaki protestocuların askerle-polisle kanlı çatışma sahneleri gerçekten bizleri çok üzdü. İşin en ilginç yanı ise Kazakistan’daki bu kanlı protestoları herkesten önce, tekrar tekrar servis edenlerin “akaryakıt zammı halkı sokağa döktü” mesajını vurgulamalarıydı.

CHP’nin son iki yıldır sürekli sokağa çağrısı düşünüldüğünde, Türkiye’de de tam zamların tartışıldığı bir ortamda Kazakistan’da yaşananlar muhalefeti bir nevi tatmin eden gelişmeler olmuştur. Hayatları boyunca Kazakistan’ın ismini ağzına almayanlar, Türk dünyası bünyesinde kurulan “Türk Devletleri Teşkilatı” ile sürekli dalga geçenler, bugün birden Kazakistan sevdalısı olmuştur. Tabi onların iç sesi “Kazakistan’daki olayları Türkiye’ye de yansıtabilir miyiz?” şeklindedir. Kazakistan’ı yahut oradaki halkı düşündüklerinden değil. Yaptıkları propaganda sürekli “zamlardan dolayı çıkan protestolar” olmuş, daha sonra olayların seyri değişmeye başlayınca “Hani Türk Devletleri Teşkilatı kurmuştunuz, niye Kazakistan’a sahip çıkmıyorsunuz?” şeklinde hükümeti, Cumhur ittifakını hedef alan kara propagandalara başlamışlardır.

Türkiye’de Gezi, Hendek, Çukur, Kobani ve üniversite olaylarının niçin yapıldığı ve hepsinde de yabancı istihbarat, terör örgütleri bağı olduğu düşünüldüğünde hiçbir olayın tesadüf olmadığı şimdi net anlaşılıyor.

“Gerekirse sokak sokak direnişe geçeriz”

“Örgütleme yolu da kesinlikle sokaktan geçmek zorunda.”

“Sokak hazır, muhalefetin silkelenmesini bekliyor”

Bu sözler CHP’li siyasetçi ve yazarlara aittir. Bunların hepsinin Hendek-Çukur-Kobani olaylarının azmettiricisi terörist Demirtaş’a sahip çıkması düşünüldüğünde Türkiye’nin bundan sonra her daim uyanık olması gerekiyor.

“Türk Devletleri Teşkilatı” kurulması birçok ülkeyi rahatsız etmişti.

“Türk Devletleri Teşkilatı” adı da Kazakistan’ın kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in önerisi doğrultusunda verilmişti. Ama gel gör ki, bugün Kazakistan’da Nazarbayev’in heykelleri protestocular tarafından yıkılmaya çalışılıyor. Rusya’nın, Çin’in ve Ermenistan’ın anında konum belirlemesi, Türk dünyasının her daim tetikte olmasının mecburiyetini gösteriyor. Görüldüğü gibi Türk dünyasının mensubu her ülkenin bir beka meselesi var. Kimine terör örgütlerini, kimine iç karışıklıkları, kimine de darbeleri muhatap ediyorlar. Kazakistan’daki olaylar bir an önce durdurulmalıdır. Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkelerin “Kazakistan’daki son olaylar ışığında, Kazakistan’da barış ve istikrara verdiğimiz önemi vurguluyor ve üye ülkemiz Kazakistan’la güçlü dayanışmamızı ifade ediyoruz.” açıklaması yerinde olmuştur. Türkiye bölgedeki diplomatik gücünü kullanarak Türk dünyasını organize etmeli ve iç karışıklıktan yararlanarak Kazakistan’a çökmeye çalışanlara karşı önlem almalıdır.

Türk dünyasındaki her gelişme bizim meselemizdir. Tek vücut olmak bunu gerektiriyor.