Herhangi bir ma’kus kıpırtı var mı diye Ermeni sayfalarına bakarken şunları gördüm:

Bizim öteden beri, “batı hayranı Türk aydını, ruhsuz, satılmış, lgbt!. ” gibi sıfatlarla vasıflandırdığımız “aydınlar” aslında anadan babadan da “Türk” olmayabilir!..

Gezi, FETÖ, CHP, HDP, PKK, TESEV, Soros lobisi, İstanbul secimleri, Canan, falan filan…

Bunların hepsi, 1915’e karşı yürütülen gizli ve kapsamlı bir intikam hareketinin safhaları olabilir.

Nereden bakarsanız bakın, CHP’nin iyi kötü Sünni, Atatürk düşmanı bir dini cemaatin eline geçmesi zor, ama kripto Ermenilerin eline geçmesi kolaydır.

Gizlenebilmiş Ermenilerin, cumhuriyet modernleşmesi esnasındaki en büyük avantajı, Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde Batı tipi okullarla, Türklerden daha erken tanışmış olmalarıdır.

Mamafih, Amerika ve Fransız kolejleri de rafizi-sapkın sayılan Gregoryen Ermenileri Protestan ve Katolik yapmaya ahd etmiş olan misyonerler tarafından kurulduğu için bu okulların imkânlarını da önce Ermeniler kullanmıştı.

Yani evet, modernleşecek, batılı olacaktık, ama içimizde “erken batılılar” olduğu için Türkler bu savaşa 1-0 yenik başlamıştı.

Ortaya konulan, “etliye sütlüye karışmayan” karışırsa da Tabipler birliği gibi, Aziz Nesin gibi, Orhan Pamuk gibi ortalığı batıran “modern aydın” modeli işte ilk misyoner kolejlerinde ortaya çıkan “Ermeni stil”i Protestan-seküler insan tipinin üstüne bina edildi.

Bunlar, modasına göre bu yüzden çabuk Marksist, çabuk liberal, çabuk FETÖ’cü, çabuk Gezici olabildiler.

“Türk aydını” diye ortalıkta gezinen adamın, “mayasının” bozuk olması buralardan gelir.

Ermeni nazarıyla şah-şahan, kahraman-pehlivan olabilir.

Türk’e göre “sakıncalı piyade”dir!..

Savaş başladığında…

Haindir!..