KAHPE OYUNUN ARKASINDA PKK/HDP-FETÖ TEZGAHI MI VAR?(Sıtkı ŞEREMETLİ)

Sıtkı Şeremetli

Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisinde görevli bir doktor ile bir Jandarma Uzman Çavuş arasında yaşanan tartışma sonucu Uz.Bşç.linç edilmek istedi.
KAHPE OYUNUN ARKASINDA PKK/HDP-FETÖ TEZGAHI MI VAR?
(Türk Tabipler Birliği kapatılsın mı?TBB hangi örgütlerle işbirliği içinde?”
(Sıtkı ŞEREMETLİ)
xxx
Devlet düşmanlarının tek amacı vardır.Devleti zayıflatmak ve çökertmek
Bunu bazen silahlı eylemlerle yaparlar,silahlı eylem gücünü yitirdikleri andan itibaren de ”Algı”operasyonları girer devreye.Kara propoganda,iftira ile ile devlet kurumları ve devlete bağlı kişiler karalanmaya çalışılır.
HDP/PKK
Onlarla siyasi işbirliği içinde olanlar,
FETÖ,
Bazı meslek odaları(BARO-TBB vb.),dernekler..
Devlete karşı alçakça bir oyun içinde faaliyet göstermektedirler.
İşte son yaşanan olay bunun en güzel örneğidir.
xxx
”Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisinde görevli bir doktor ile bir Jandarma Uzman Çavuş arasında yaşan tartışma/ kavga gündeme gelmişti. Olay ilk medyaya yansıdığında doktorlara saldırı hassasiyetinde olan toplum olayın üzerinde fazla durmamış, haberlerin sunuluş içeriğinde de Uzman Çavuşun suçlu olduğu ifade edilmişti.
Hatta ameliyat sonrası taburcu olan Uzman Çavuşun, hastaneden alkışlı protestolar eşliğinde ayrıldığına dair görüntüler tekrar tekrar gösteriliyordu. Hastanede toplanan doktorlar, sağlık çalışanları doktor arkadaşlarına sahip çıkıyor ve Uzman Çavuşu alkışlarla protesto ediyordu.
Uzman Çavuş artık toplumda doktor darbeden biri olarak anılıyordu. Muğla Valiliği’nin talimatıyla İl Jandarma Komutanlığı tarafından Uzman Çavuş Ali Akdağlı hakkında başlatılan idari ve adli soruşturma sonucunda Uzman Çavuş açığa alınmıştı.
Olaydan sonra karakola götürülen ve ifadesine başvurulan Uzman Çavuş ısrarla “Sağlık çalışanına hakaret etmedim, fiziki müdahalede bulunmadım. Kamuoyunda haksız bir şekilde linç edildim ve iftiraya uğradım. Bu nedenle doktordan şikâyetçiyim” açıklamasını yapıyordu. Bu ifadeler üzerine olay anının kamera görüntüleri incelenmiş. Kamera kayıtlarına göre Uzman Çavuş haklı çıkmış, doktor ise saldıran ve iftira atan olarak görülüyordu. Uzman Çavuşun elinden evrakları almak için saldıran, onu itekleyen ve bağırıp çağıran doktor olarak kamera kayıtlarına yansıyordu. Uzman Çavuş haksız yere linç edilmiş, toplumda da suçlu muamelesi görmeye başlamıştı.
Neyse ki gerçekler ortaya çıkınca Uzman Çavuş görevine iade edilmiş ve bir haksızlık giderilmiş oldu”Uzman Çavuşun kendisini darp ettiği yalanını söyleyen ve onun görevden alınmasına, sonrasında ise sosyal medyada linç edilmesine neden olan Doktor Tahir Tarımer’in daha önceden FETÖ’cü olduğu iddiasıyla gözaltına alındığı ve babasının da 15 Temmuz sonrası FETÖ’den açığa alınan 6 ay sonra dönemin Rektörü tarafından geri döndürülen Teknoloji Fak. Bilişim Sistemleri bölümünde görevli Prof. İlhan Tarımer olduğu iddiası medyada paylaşıldı. Henüz bu iddialar yalanlanmadı.”
”İşin başka boyutları da ortaya çıktı.Hastahane çıkış kapısında provagosyon yapmışlar.Gösteri düzenlemişler.Uz.Başçavuşun arka kapıdan sessizce çıkartılması istenince arka kapıyı kilitleyip Başçavuşun ön kapıdan çıkartılıp aleyhine gösteri yapması tezgahlanmış.
Konu ile ilgili bilgi şöyle..Hastanenin arka kapısını kilitlediler
Eğitim ve Araştırma Hastanesi yönetimi tarafından hem doktor, hem de jandarma uzman çavuşu alkışlayarak protesto edilmesine ön ayak olan hastane yönetiminde bulunan görevliler hakkında da idari soruşturma açıldı. Hastane yönetiminin uzman çavuşun taburcu olması esnasında hastanenin arka kapısından çıkarılması yönündeki talebini hiçe sayan ve kapıyı kilitleyen görevliler hakkında da idari soruşturma devam ediyor.”
xxx
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu konu ile ilgili geniş bir açıklamada bulundu.Satır satır okumakta fayda var..
”Türk hekimlerine tek bir lafımız yoktur, olması da düşünülemeyecektir. Fakat nerede bir melanet varsa, Türk Tabipleri Birliği Başkanı ve işbirlikçi yönetimi oradadır. Bunlar bir avuç millet ve devlet muhalifidir. PKK’nın yanında olan bunlardır. HDP’nin yolundan giden bunlardır. Bölücülüğün propagandasını yapan bunlardır. Zillete düşen bunlardır. Bunlara doktor demek, Tabipler Birliği’nin başında Türk isminin bulunmasına sessiz kalmak Türklüğe ve doktorluğa en korkunç bühtandır.
”Bizim Türk Tabipleri Birliği’ne yönelik haklı eleştirilerimiz, bu kuruluşun yönetimine çökmüş üç beş Türkiye düşmanıyla ilgilidir. Bunun dışında hiçbir hekimimiz bu sözlerimizden alınmamalı, gücenmemelidir. Muğla’da bir uzman çavuşumuzun bir hastanede maruz kaldığı kötü muamele bizleri derinden üzmüştür. Sağlık çalışanlarımızı hedef alan şiddetin karşısında olacağız, ama askerlerimize yönelik saldırı ve tacizlerin de sonuna kadar karşısında duracağız.”
”Biz geçmişte insan haysiyetini ayaklar altına alan kahredici ve ızdırap verici örnekleri yaşamış bir camiayayız. Sütten ağzımız yandığı için yoğurdu üfleyerek yememiz bu yüzdendir. Bu düşüncemi hazin ve içimizi burkan bir misalle biraz açmak istiyorum. Bilenler bilir, anlatacağım olayın muhterem tanıkları hayattadır, 1970’li yıllarda, hain bir kurşunun bedenine isabet ettiği bir dava arkadaşımız Hacettepe Üniversitesi’nin hastanesine derhal ve telaşla kaldırılmıştı. O dava arkadaşımızın bir an evvel müdahaleye ihtiyacı vardı. Çünkü risk altındaydı. Çünkü hayati tehlikesi bulunuyordu. O yıllar zor ve çetin yıllardı. Cami avlularından omuzlanan şehit tabutları birbirini takip ediyordu.
Ne kadar sarsıcıdır ki, yaralı olarak hastaneye götürülen kardeşimizin Ülkücü olduğunu öğrenen acil serviste görev yapan birkaç doktor müsveddesi, “bu faşiste bakmayız, bırakın gebersin” diyecek kadar düşmanlıkta sınır tanımadıkları dün gibi hatırımızdadır. Milliyetçi-Ülkücü Hareket böylesi bir maziyi iliklerine kadar yaşayarak, insafsızların, merhametsizlerin, kalpsizlerin kahpe tuzaklarını bozarak bugünlere gelmiştir. Hangi kitapta, hangi inançta böylesi bir barbarlığa, böylesi bir alçaklığa cevaz vardır? Müsamaha vardır? İşte o doktor görünümlü insanlık fukaralarının, eşkıyalaşmış zihniyetlerin çatı kuruluşu Türk Tabipleri Birliği’dir. Bu birliğin başındaki şahsın, sorarım sizlere, Kandil’deki bir mağara deliğinde bir teröriste pansuman yapan diğer bir teröristten ne farkı vardır?
MUTLAK SURETLE KAPATILMALIDIR
Cani Öcalan’la ilgili kurulan özgürlük platformunun kurucuları arasında bu birliğin başkanı var mıdır yok mudur? Terörle mücadeleye karşı çıkan bu kişi değil midir? Doğu ve Güneydoğu’daki meskun mahal operasyonlarından dolayı Türkiye’nin uluslararası mahkemelerde yargılanması gerektiğini söyleyen bu kişi değil midir? Sağlık sistemini HDP’yle birlikte kurgulamaktan bahseden, HDP’li bölücülerle hedef ve emel birlikteliği içinde olan bu kişi değil midir? Teröristlere dostluk ve barış ödülleri veren bu Tabipler Birliği değil midir?
Bu nedenle açık açık sesleniyorum:
Türk Tabipleri Birliği mutlak surette kapatılmalıdır. Lazım gelen hukuki takibat süratle başlatılmalıdır. Yönetim organlarına yuvalanmış bölücülerden hukuk önünde hesap sorulmalıdır. Milletimizin haklı beklentisi budur. Adaletin tecellisi için ihanetin duvarı yıkılmalıdır. İsminin başındaki Türk’ü hak etmeyen, Türk’ü tanımayan, Türk’e kefen biçen bu örgütün vatan ve millet sevgisiyle dolup taşan hiçbir hekimimizi ahlaken temsil etmediği, edemeyeceği herkesçe bilinmelidir.”
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ