EYVAH KIŞ GELİYOR !!!

(Ramazan KARACA)

Elbette neden “eyvah” dediğimi tabii ki anlatacağım ama birçok kişi de zaten nedenini anlamıştır diye tahmin ediyorum. Kışın gelmesi, beraberinde çok sayıda sorunu da beraberinde getiriyor ki; bunların hemen hemen hepsi düşük, az ve orta dereceli gelir düzeyindeki vatandaşlarımızı ve bütün sokak hayvanlarını etkiliyor…

Gelin hep birlikte bunları kış gelmeden bir bir sıralayalım ve tüm kesimlerin dikkatine sunalım. Birinci sırada olumsuz etkilenenler olarak, düşük düzeyde gelir sahibi olanları sayabiliriz; çünkü kış demek; artık her gün neredeyse fiyatları artan ısınmayı sağlayan odun, kömür ve doğalgazın kullanılacak olması demek. Asgari ücretle geçinen bir vatandaş evindeki ısınma odun kömürse fiyatlarını düşünün. Aynı şekilde yine doğalgazsa onu da aynı şekilde… Ayrıca bazı evlerde kullanılan elektrikli ısıtıcılar da bu saydığım gelir düzeyindeki aileleri çok büyük bir çapta etkileyecek hiç kuşkusuz…

“Eee kardeşim eskiden de böyleydi, o zamanlar daha mı iyiydi?” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Çok çok eskileri ve en düşük gelir düzeyinde olan aileleri çok yakından bilen birisi olarak söyleyebilirim ki, insanlar o zamanlar mutlaka bir şekilde kış yakacaklarını bugünkü kadar zorlanmadan elde edebiliyorlardı. Örneğin yakın köylerden getirilen odunları satın alıyor, ya da kendileri köylerinden getirebiliyor ve de o zamanlar daha fazla devletin kömür madenleri olduğu için biraz daha hesaplı alabiliyorlardı. Şimdiyse, bu yukarıda saydıklarımın olmaması ve yakacakların çok fazla pahalı olmasından dolayı o saydığım düzeyde gelir sahibi olan aileler inanın ki zorlanıyorlar. Hele bu yıl, bu gelen artışlarla öylesine zorlanacaklar ki, Allah yardımcıları olsun.

Peki, ne yapıla bilinir? Devletin ve yerel yönetimlerin mekanizmalarının çok iyi ve de titiz bir çalışma yapması gerekir. Bu anlamda da yine üst düzeyde bir çalışma ve mesai harcanmalıdır. Balıkesir’de bu kış şartlarından olumsuz etkilenebilecek aile sayısının hiç de az olmadığını düşünüyorum. Bunların tespitinin çok iyi yapılması gerekiyor. Bu yük birkaç kişinin ve de birkaç kurumun üstüne atılmamalıdır. Çünkü öyle yapıldığında amacın gerçekleşmediğini ben de siz de iyi biliyorsunuz. Böylesi mahallelerdeki vatandaşların durumları bellidir ve bunları kim ne derse desin yine o mahallelerin muhtarları ve de o mahallede yaşayanlar bilir. Ama bunu siz halledin diye bütün yükü muhtarlara ya da azalarına atarsanız yine zor. Hizmeti sağlaması düşünülen kurumlar ve kişilerin birlikte hareket etmelerini ve buna göre hareket edilmesini sağlayabilirsiniz. Aynı zamanda o mahallelerin bakkal dükkânı sahipleri bile bilir kimlerin ihtiyacı olduğunu… Nereden mi biliyorum, daha yeni bir mahallede bir bakkala sordum ve o bildiğimiz klasik borç defterleri hala var ve de bir sorun bin ah işitin. Denemesi bedava gidin öylesi bir mahalleye ve bir bakkala sorun…Ayrıca son yıllarda çok hoşuma giden bir uygulama var; durumu iyi olanlar bahsettiğim mahallelerdeki bakkallara giderek borç defterlerini sıfırlıyorlar. Özellikle bu kış bunu yaparlarsa her zamankinden daha hayırlı bir iş yapmış olabilirler. Tabii burada da istismar anlamında dikkatli olunmalıdır.

Kışın gelmesiyle en çok etkilenenleri anlatırken girişte de belirttiğim gibi sokak hayvanlarından mutlaka bahsetmemiz lazım. Son yıllarda bu anlamda duyarlılıklar arttı evet ama yine de mutlaka yapmamız gerekenler olacaktır. Zaten bunların örnekleri çok. Bunlardan bizim imkânlarımız ölçüsünde elimizden geleni yapabiliriz.

İşte Kasım ayının ilk gününde ve kış yaklaşırken benim düşüncelerim ve yazacaklarım bunlar. Allah kimseyi kış şartlarında çaresiz ve zor durumda bırakmasın…