YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın mensupları her gün açılıştan açılışa koşturuyor. Bir bakıyorsunuz metro açılışı, bir bakıyorsunuz şehir hastanesi açılışı. Bir bakıyorsunuz yerli ve milli araba Togg yollara koyuluyor, bir bakıyorsunuz Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük savaş gemisi, yerli ve milli üretim TCG Anadolu denizde yolunu alıyor. Yeni Altay tankı, Kızılelma, Gökbey helikopter dosta güven, düşmana korku vermek için gösterisini yapıyor. Doğal gaz müjdesi Türk milletini sevindiriyor. Çok kısa zamanda depremzedelerin evleri teslim ediliyor. Fabrika, cami, kütüphane,  spor tesisleri açılışları… Daha neler neler… Cumhur İttifakı tarafında sürekli üretim hâli var ve devamlı Türk milletinin geleceğini ilgilendiren kararlar alınıyor.

Ya öbür tarafta ne var?

Hafızada kalan, elinde bir soğanla ekonomi istismarı yapan Kemal Kılıçdaroğlu!

“Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında kim olursa olsun, ister terlik, ister eşek, ister odun olsun onu ölümüne destekleyeceğiz” diyenlerin desteklediği adayın vizyonu işte bu… Bu da demokrasinin renkliliği işte…

Kemal Kılıçdaroğlu, elinde soğan pozu dışında hafızada ne bıraktı? Bir video çekti ve başlığına “Kürtler” yazdı. Terör örgütü PKK’nın mensuplarını eleştirenleri “Kürtleri eleştiriyorsunuz” diye suçladı. Yani PKK’lıları Kürtlerin temsilcisi yaptı. “Alevi” başlığını verdiği bir video daha çekti. “Ben Alevi’yim” diye başlayan nutuklar attı.

”Kimlikleri konuşmayacağız” diyor. Ama “Kürtler, Aleviler” başlıklı videoları çeken kendisi… “Kimlik konuşma” durumundan vazife çıkaran Ahmet Davutoğlu da “Sünni” diye video çekip, yırtık dondan çıkar gibi çıktı. Eee kim kimlik konuşuyor? Kim etnik ve mezhep ayrışmasını kaşıyor?

Cumhur İttifakı’ndan hiç kimse Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olması konusunda öteleyici bir açıklama yapmamışken, Kemal Kılıçdaroğlu ve avanelerinin bu etnisite ve mezhep kaşıma girişimleri kimin projesidir? Bölücü terör örgütü PKK ile düşüp kalka kalka, bölücü projelerde figüran olmayı seviyorlar. Ya huyundan ya suyundan kapıyorlar.

Sayın Bahçeli’nin “Mezhep kışkırtıcılığı ve etnik istismar korkunç bir tehdittir” sözü bu manada çok doğrudur.

Oysa Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğinin önündeki en büyük engel olduğunu kendi ortağı İYİ Parti ve kendi televizyonu olan Halk TV’nin yorumcuları söylemişti. Bu kimliği hem ayrıştırma hem ötekileştirme için kullanan yine kendileri yani.

Biz, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliği üzerinden siyaset yapılmasına karşıyız. Aleviler bu ülkenin değerleridir. Ama Kemal Kılıçdaroğlu Alevi ise ona şunu sorabiliriz. Temeli insan sevgisi olan Alevilik kimliğini, on binlerce insanın katili olan terör örgütü PKK ile yan yana getirmek nasıl bir ahlaktır? Yüzlerce kişinin azmettirici katili terörist Demirtaş’a “Şeref madalyası” takmak Alevilikte hangi şerefe girer?

Ben, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ne Alevi, ne Kürt, ne Arap, ne Türkmen olduğuna inanmıyorum. Çünkü yaptığı her şey bu kimliklerine zıt içerik barındırmaktadır. O sadece kimlik maskesi takarak bu toplumda tutunmayı sağlamış birisidir. Sürekli kimlik değişme çabası da hangi kimlikten ne kazanırım mantığıdır.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP’leşmiş CHP’si bu topluma birlik, kardeşlik, dayanışma değil sadece ayrışma, bölücülük sunmaktadır. HDP’nin Kemal Kılıçdaroğlu’na güvenerek yaptığı “Tutsak tüm PKK’lı yoldaşlarımızı serbest bırakacağız” vaatleri zaten bunun somut delilidir.

Hz. Ali’nin, Hacı Bektaş Veli’nin yolundan gidenlerin PKK’nın yolunda buluşması mümkün değildir. Kemal Kılıçdaroğlu istediği kadar “Ben Alevi’yim” nutukları atsın, ya gittiği yol yol değildir ya da kendisi Alevi değildir.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun milli konulardaki sicili ortadadır. CHP Genel Başkanı olduğu günden bu yana almaya gerek yok, sadece 2015 yılından bu yana ihanet olan eylem ve söylemlerine bakın, onun bu toprakların insanı olmadığını çok net göreceksiniz. Zaten vizyonsuzluğu da başlı başına onun kendi engelidi