Damat söz konusu olunca mı hukuk, etik aklına geliyor?

Damat söz konusu olunca mı hukuk, etik aklına geliyor?

Damat söz konusu olunca mı hukuk, etik aklına geliyor?

          (Yıldıray ÇİÇEK)

Bülent Arınç yenilmiyor, Bülent Arınç durulmuyor, Bülent Arınç susmuyor. Her konuşması, terör örgütü PKK ve FETÖ’ye karşı yapılan mücadeleye zarar veriyor. Bu yüzden de başkalarına gerek kalmadan, kendi partilileri çok büyük tepki gösteriyor ve ona karşı büyük öfke duyuyorlar.

Bülent Arınç’ın her açıklaması olay olmaktadır. Son açıklaması da Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın, damadı Ekrem Yeter’in FETÖ’den yargılandığı davada beraat almasına ilişkin, “Ekrem Yeter ile ilgili bizim açımızdan o dosya dolu dolu bir dosyaydı. Mahkeme beraat kararı verdi. Biz onu istinafa götürdük, kararın bozulacağını düşünüyorum. Dosyada ciddi deliller vardı” şeklinde yaptığı açıklamaya yönelik olmuştur. Ayrıca Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın FETÖ ile mücadelede çok ciddi mesafe katedilmesine karşın, terör örgütünün tam anlamıyla etkisiz hale getirilmediğini ifade etmesi de yan yana gelince, Bülent Arınç çok büyük rahatsızlık duydu ve Meclis başlıklı kâğıt kullanarak basın açıklaması yaptı.

Bülent Arınç “Bu ve buna benzer açıklamalar sebebiyle kamuoyunda yargıya güven neredeyse yüzde 30’ların altına düştü. Bunu iyileştirmek adına Sayın Adalet Bakanı’nın ve Hakimler ve Savcılar Kurulunun olağanüstü çabalarını saygıyla destekliyorum”  diyerek, aklınca Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’a gözdağı verdi. Peki, Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın hangi sözü yalan, hangi sözü yanlış?

Bülent Arınç’ın ve onun damadının FETÖ bağlantıları ortada iken, her ikisinin de hesap vermeden ortada geziyor olması, Bülent Arınç’ın bir de sürekli ahkâm kesmesi gerçekten  insanları cinnet noktasına getiriyor.

Konu kendi damadı olunca Cumhuriyet Başsavcısı’na “Açıklamalarınız her haliyle yanlıştır. Hukuk kurallarına ve etik kurallara aykırıdır” hatırlatması yapan Bülent Arınç’a sormak lazımdır.

Madem hukuk kurallarına karşı bu kadar hassasiyet sahibisin, o halde neden PKK-HDP sevdalısı Canan Kaftancıoğlu’na verilen hapis cezasıyla ilgili İfade özgürlüğüne saygı duymalıyız, tahammül etmek zorundayız”  diyerek “zorlama dava” tanımında bulundun?

Bülent Arınç, bu açıklaman bölücülük yapan, bölücülük yapmak isteyenlere cesaretten başka nedir?

Terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık eden Mardin Büyükşehir Belediyesine kayyum atanınca niçin çıkıp “Ahmet Türk’ün terörle alâkası yoktur. Barış olsun isteyen biridir” açıklamasını yaptın?

Bu açıklama, atanan kayyumları sorgulatma çabasından başka nedir?

Bülent Arınç, FETÖ ve PKK sebebiyle yapılan ihraçlar için “KHK faciadır” derken, “Bir benzinlikte pompa tutan bir Danıştay üyesini gördükçe acı duyuyorum. Bir lokantada garsonluk yapan bir genel müdür gördüğüm zaman perişan oluyorum” diyerek örneklerle FETÖ’den ihraçları dramatize etmeye çalışırken niçin hukuk ve etik kurallarını akıl etmedin?

O pompacı Danıştay üyesinin ismini hâlâ niçin açıklamadın?

Bakalım bu kişi in mi cin mi, bilmek bizim de hakkımız değil mi?

PKK’lılara, FETÖ’cülere sahip çıkarken akıl edemediğin hukuk, etik kavramları damadının meselesi söz konusu olunca mı aklına geliyor?

Göz var, izan var, akıl var, mantık var…

Senin damadının FETÖ bağlantısının yüzde birini yaşayanların hayatı sönerken, senin damadının ne özelliği var da beraat edebiliyor?

Bülent Arınç, damadın Ekrem Yeter dışarıdaysa, FETÖ’den birçok kişinin de serbest bırakılması gerekmiyor mu?

Hadi kızının kocası, torunlarının babası diye aile bağlarından dolayı damadına sahip çıkıyorsun diyelim. Bu bile anlaşılır da, sen sadece damadına değil haddini, hududunu bilmeden genelleme yaparak FETÖ’den, PKK’dan ceza alanlar için yaptığın açıklamalarla hep sahip çıkıyorsun!

Asıl sıkıntı ve seni şüpheli şahıs yapan da bu durumdur.

Bülent Arınç gerçekten susmalı yahut susturulmalıdır.

Aksi halde Cumhur İttifakı’na, terör örgütü PKK ve FETÖ’ye yönelik yapılan mücadelelere yaptığı açıklamalarla büyük zararlar vermektedir.

FETÖ’den, PKK’dan hiç rahatsızlık duyduğunu görmediğimiz Bülent Arınç’ın durduğu nokta, aslında geçmişte söylediği “AK Parti MHP’lileşmemeli. Benim, MHP’nin anladığı anlamda milliyetçiliğe itirazım var” şeklindeki sözlerinden anlaşılmaktadır.

MHP’nin milliyetçilik anlayışına itiraz eden, emin olun kim olursa olsun Türk milletinden yana değildir.

Her daim FETÖ ve PKK mensuplarına sahip çıkacaksın ama MHP’nin milliyetçi duruşuna itiraz edeceksin. Zaten durduğun nokta belli olduğu için Cumhur İttifakı’na karşı verdiğin zararın amacı ve niyeti anlaşılmaktadır.

Bülent Arınç, şu an Cumhur İttifakı içindeki Truva atı gibi davranmaktadır. Gün geliyor sinyalleri PKK’dan, gün geliyor FETÖ’den geliyor.

Bir de damadını tamamen kurtarırsa ondan mutlusu olmayacak…

Bizim Bülent Arınç yorumlarımızdan ziyade AKP’li yöneticilerin Bülent Arınç hakkındaki sözlerine bakarsanız onun aslında nasıl bir çukura saplandığını ve orada debelendiğini görürsünüz.

Bülent Arınç şu an zihniyet olarak CHP, HDP, İP, SP, GP gibi partilere yakındır. Ondan olsa olsa bunların AKP içindeki temsilcisi ve sözcüsü olur.

 

 

 

 

 

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ