Dağdaki aslan, şerefli Türk askerimizdir

Sıtkı Şeremetli

Dağdaki aslan, şerefli Türk askerimizd

İzmir’deki alçak saldırı bahanesiyle ihanete yol verenler, HDP’nin kapatılması davası üzerinden kirli ve karanlık hesap peşinde koşanlar unutamayacakları bir ders aldılar. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin tarihi nitelikteki grup konuşması, bu ülkenin sahipsiz olmadığını, ne kadar organize olursa olsun bölücü ihanetin bu topraklarda tutunamayacağını dosta-düşmana bir defa daha göstermiştir.

POTANSİYEL AYRIMCILIK

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun tavrı, tarzı, açıklamaları ne yazık ki, sadece ve sadece bu ülkeyle meselesi olanlara cesaret ve heyecan veriyor. Grup konuşmasında bu konuya özel bir başlık açıldı: “Kılıçdaroğlu ülke nüfusunun yüzde 54’ünün CHP’li belediyeler tarafından yönetildiğini dillendirmiştir. Nüfusun yüzde 54’nün CHP’li belediyeler tarafından yönetildiğini muhataralı bir dille vurgulamak bize göre potansiyel bir ayrımcılığın, hatta devlet içinde başka bir devlet varmış gibi değerlendirme yapmanın diğer bir şeklidir. Beş CHP’li belediyenin 13 bin 338 sanatçıya yardım yaptıklarını da söylemiş. Peki bu sanatçılar kimlerdir? Sanatçı kisvesine bürünmüş bölücülere, Türkiye muhaliflerine belediye imkânları peşkeş çekilmiş midir? Kılıçdaroğlu’nun birlikte iktidar olmayı hedeflediği dostları arasında PKK’nın, FETÖ’nün, DHKP-C’nin, dış güçlerin, Türk düşmanlarının sıralamadaki yeri neresidir?”

HDP, SİLAHSIZ BÖLÜCÜLÜĞÜN MAŞASI

“Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin son otuz yılda komşumuz Irak’a yönelik iki ayrı savaşının siyasi sonuçlarını sebepleri ile birlikte değerlendirdiğimizde, Türkiye’yi bir kıvama getirmek için kullanılan bölücülük ve bölücü terör oyunu her yönüyle berraklaşacaktır.” Bu tespit, kimin kime hizmet ettiğini de net olarak ortaya koyuyor. Ayrıntılara gelince: “HDP bu oyunda asal bir figüran, asıl bir faildir. Parti görünümlü bu bölücü odağın kumanda odası zalimlerin denetim ve kontrolündedir. PKK silahlı saldırı konusunda kışkırtılıp tembihlenirken, HDP silahsız bölücülüğün maşası olarak görevlendirilmiştir. Kılıçdaroğlu, demokrasilerde parti kapatmak yanlış diyor, kuşkusuz halt ediyor. HDP’yi savunuyor, bölücülüğün avukatlığına utanmadan soyunuyor. HDP, pek çok vahim özelliğinin yanında Türk demokrasisine biçilmiş kefen, doğrultulmuş silah, tuzaklanmış patlayıcı, döşenmiş mayındır. Ve HDP kapatılmalıdır, bu örgütün bölücü yöneticileri hakkında hukuk ve adalet tesirini mutlak surette göstermelidir.”

BU KATİL KİM?

NATO ve AB-ABD Zirvelerinde yine demokrasinin sahiplenileceği, otoriterliğin her türlü şeklinin reddedileceği hususuna temas edildi. Bu ne anlama geliyor: “Bu gelişmeler yaşandıktan sonra TÜSİAD Başkanı hemen pozisyon almış, kulağına üflenen yalan yanlış bilgilerle hükümeti, ekonomiyi, hukuk ve demokrasi konularındaki eleştirilerini sıralamıştır. İzmir HDP il binasına yapılan saldırı da süreci başka bir noktaya taşımıştır. Öyle bir gün seçilmiştir ki, binada tek bir HDP’li yönetici yoktur, hatta planlı bir toplantı da iptal edilmiştir. Altını kalın bir şekilde çizerek soruyorum; bu katil gerçekte kimdir? Provokasyonun içinde derin PKK’nın, yabancı istihbarat örgütlerinin, kiralık taşeronların parmağı var mıdır? Bu olayın sonucunda, Türkiye’yi haydut devlet durumuna düşürmek isteyenler olduğunu açıklayan Kılıçdaroğlu, ne dediğinin şuurunda mıdır? Aklı başında mıdır? Kılıçdaroğlu, kime hizmetle memur edilmiş, akıl hocalığını kimler devralmıştır? HDP eş başkanları tahrip edici konuşmalarını yaparken katil devlet sloganları atan alçakları kimler doldurmuş, bu karanlık güruh kimlerin dolduruşuna gelmiştir? Kılıçdaroğlu’na haydut devlet kavramını söyletenler bu işin neresindedir? Açık seçik söylüyorum, Türk devleti egemen ve haysiyet sahibi bir devlettir, katil ithamları ise soysuzluktur.”

DAĞDAKİ ASLAN, ŞEREFLİ TÜRK ASKERİMİZDİR

Sayın Bahçeli’nin şu değerlendirmesi, İzmir’deki olay üzerinden saldırıya geçenlerin maskelerini düşürmüş, Türk milletinin hislerine tercüman olmuştur: “Öldürülen Deniz Poyraz’ın kim olduğunu ben size söyleyeyim, PKK’nın kırsal katılım sorumlusu, şehirden dağa çıkmak isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden halkanın içinde yer alan milis iş birlikçidir. Bu milis iş birlikçinin babası ise duyan herkesi şok eden açıklamalarda bulunmuş, bir nevi canlı bomba gibi patlamıştır. İzmir’in göbeğinde bir PKK’lı arayıp da bulamayacağı bir propaganda imkânı yakalamış, bunu da şerefsizce kullanmıştır. Dağda bir aslan biliriz, o da şerefli Türk askerimiz, şerefli Türk polisimiz, şerefli güvenlik korucularımızdır. Diğer eli silahlı vaziyette dağlarda gezenler de görüldüğü yerde indirilecek açık hedeflerdir ve çakalın insan suretleridir.

Kürt kökenli kardeşlerim, biz sizi Allah için seviyoruz, bağrımıza basıyoruz. Aramızda hiçbir fark yok, inancımız bir, irademiz bir, istikbalimiz bir, geçmişimiz bir, bayrağımız bir, devletimiz bir, milletimiz bir, mukaddesatımız bir, acımız bir, anımız bir. Kan içen vampirlere sırtınızı dönün, bu teröristlere şamarı indirin, birliğimizi ve dirliğimizi bozmak isteyen iç ve dış mihraklara millet sevdasıyla özdeşleşmiş tarihi gücünüzü gösterin. Şayet birileri Türk-Kürt çatışmasının düşünü kuruyorsa, gök girsin kızıl çıksın ki, bu düşten kâbusla uyandırmak bizim için hayat memat konusu olacaktır.”

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ