Çanakkale’de Bir Yaralı Mehmet Onbaşı (Göktuğ ŞEREMETLİ)

Sıtkı Şeremetli

Çanakkale’de Bir Yaralı
Mehmet Onbaşı
(Göktuğ ŞEREMETLİ)
Bir süngü hücumunda akşama doğru savaş her iki tarafın kayıpları ve yorgunluğu sebebiyle kendiliğinden yavaşlar ve durur. Mehmet Onbaşı da artık çoktan beri önünde, sağında, solunda dövüşecek düşman kalmadığını fark edince kendiliğinden siperlerine geri döner.
Yolda yaralı bir İngiliz’e rastlar. İngiliz bacağından derince bir yara almış, iki eliyle yarasını sıkmaya, kanını durdurmağa çalışmaktadır.
Bütün askerlerin ceketlerinin sağ eteğinde teyellenmiş bir harp paketi bulunur. Yaralanmaları durumunda asker bu paketi koparır, içindeki tozu üzerine serper ve sım sıkı sararak sargı mahalline gelir. Mehmet Onbaşı da hemen bu harp paketini çıkarır, İngiliz’in yarasına koyar ve kendi eteğini yırtarak İngiliz’in yarasını sıkıca sarar, sonra onu kaldırır, omuz verir. Sipere İngiliz’i de götürür.
Komutanı İngiliz’in yarasının Türk harp paketi ve Mehmet’in ceketinden yırtılmış bir bez ile sarıldığını görünce Mehmet’e bakar. Mehmet’in göğsünün sağ tarafı da kan içindedir.
Yüzbaşı: “Oğlum bak sen de yaralısın. Neden kendi paketinle kendi yaranı sarmadın da. Düşmanın yarasını sardın?”
Mehmet: “Komutanım, Yabancı be. Misafirdir…” diye cevap verir.
Ama acaba ayni yerde İngiliz bizim Mehmet’i yaralı görseydi ne yapardı? Ayni Mehmet gibi mi davranır, onun yarasını sararmıydı, yoksa hiç düşünmeden süngüsünü Mehmet’in göğsüne saplar mıydı?
Bilemeyeceğim?
(Alıntı)
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ