Bozulacak İki Oyun Daha Var!

Sıtkı Şeremetli

Bozulacak İki Oyun Daha Var!
Bu satırları, Devlet Bey’e en yakın olabildiği zamanlar, Devlet Bey’in en yalnız olduğu zamanlar olan bir Ülkücü olarak yazıyorum.
Biz vefâ ehliyiz, sefâ kalabalıkları bize göre değildir.
Cefâyı da dert etmeyiz.
İki konuda daha oyunları bozmamız ve 2023’e daha güçlü girmemiz gerekiyor.
1- Tek adaylı kongre sürecinin mantığını doğru anlamak ve…
Hizip – ekip – mağdur zümre olgusunun geçmişte yarattığı kırgınlık ve ayrılıkları bir daha yaşamamak…
Yapay çekişme yaratmadan büyük kurultayı idrak etmek ve Bilge Liderin beka siyasetine güç katmak.
2- Cumhur İttifakı öncesindeki FETÖ’lü partizanlıktan kalma “Devlet kapısında MHP’nin hükmü geçmiyor” algısının, Ülküdaşlık hukukuna zarar vermesine mani olmak.
Meselâ şahsî bir işiniz, probleminiz var…
Diğer partillierin yaptığı gibi meselenizi, kendi ilçe başkanınıza, il başkanınıza, MYK üyenize, hatta milletvekilinize veya genel başkan yardımcınıza arz ediyorsunuz.
Genellikle olmuyor. Küsüyor, kırılıyorsunuz.
İŞTE BU DA MHP’ye YÖNELİK BİR OYUN VE KUMPASTIR.
Bu da kitle partilerine hakim dar siyasetçiliğin, kısır partizanlığın milli bekaya karşı kullanıldığı global oyunun bir parçasıdır.
Bunu böyle görmek zorundayız.
Müttefik de olsak AK Parti teşkilatları, oy potansiyelini korumak konusunda kıskançlık göstermektedir.
Hatta MHP’nin temiz mazisi ve muhafazakar taban nezdindeki sempatik duruşu bedeniyle kendi tabanından endişe etmektedir.
Bu durum, bizim için büyük bir sürpriz değildir.
Ülküsüz kitle partileri, oy tabanlarını şahsi iş takibi ve sorun çözümüyle konsolide ederler.
AKP’nin bu konuda devrimci bir maharet sergilediği de sır değildir.
Sermayenin el değiştirmesi boyutunda bir ‘yandaşlık’ yaklaşımı, öteden beri bilinmektedir.
Bu konuda MHP’nin kendi iktidar süreçlerinde “önce hak, adalet ve liyakat” diyerek partizanlıktan uzak bir siyaset izlediği de bilinir.
Bütün bunlar, Türkiye’nin bir beka probleminin varlığını ve MHP’nin Türklüğün son kalesi olduğu gerçeğini değiştirmemektedir.
“Önce ülkem ve milletim” prensibine yürekten inanmadan, Bilge liderin uyguladığı siyaseti anlamak, özümsemek ve sonuçlandırmak mümkün değildir.
Hem “ÖNCE ÜLKEM VE MİLLETİM” hem de “ÖNCE BEN” bir arada olmaz.
Yaşanan sancı, genellikle bu konudaki dengenin kurulamamasından kaynaklanmaktadır.
Ben bunları rahat yazıyorum. Çünkü en alt katta, evde ve sokaktayım.
Yalnızların yanındayım.
Yani damdaki kemancı gibi hüzzam makamından peşrev yapmıyorum.
Her türlü aksaklığı, hoyratlığı, sıkıntı ve sorunu biliyorum. Ülkudaşlarımın isyanlı sükûtunu birebir görüyorum.
Başta kendi nefsim olmak üzere her türlü şerre ve vesveseye karşı direniyorum.
Kamudaki 15 yıllık haksızlıkların MHP’yle et ve tırnak gibi olan sendika ve STK’larımız üzerinde yaptığı olumsuz etkinin de bir FETÖ kumpası olduğunu ve bazı kardeşlerimizi nasıl gafil avladığını unutmuyorum.
“Vatana can feda” demekten asla çekinmeyen Ülküdaşlarımı, bir kez daha dikkat ve sabır göstermeye davet ediyorum.
Kimseyi kendinizle kıyaslamayınız. Kimseyi de şuur seviyenize layık bulmayınız.
Bir bozkurt gibi boynu dik ve ülkücü gibi alnı açık yaşamanın gururunu taşıyınız.
Mide dininin, patates cemaatinin, ketçap tarikatının aldığı ihalelere, yediği ballı böreklere kulak asmayınız.
Hayy’dan gelen Hu’ya gider!..
Oyunları bir kez daha bozunuz. Dünya yıkılsa da Liderin işaret parmağından, teşkilat disiplininden kopmayınız.
Allah hepimizi, MHP’yi ve Ülkücüleri Türk milletine bağışlasın.
Sağ olunuz, var olunuz.
Şükrü Alnıaçık
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ