Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Dünyanın en sorunlu bölgesinde yer alıyoruz. Diğer taraftan doğal kaynaklarından stratejik konumuna, nüfusundan tarihine, iddiasından hedeflerine kadar geleceği şekillendireceği kesin olan bir ülkeyiz. Tarihin her döneminde âleme nizam vermiş Türk milletiyiz. Bütün bu gerçekler bizi aynı zamanda hedef yapıyor. Yolumuzu kesmek, lider ülke olma iddiamızı baltalamak isteyen içeride ve dışarıda her kim varsa saldırıyor. Bununla da kalmıyor, bir cephe oluşturup şer ittifakları kuruyorlar. Yakınmak, geri çekilmek, birilerinden himmet beklemek, vazgeçmek gibi bir ihtimalimiz bulunmuyor. Şartlar ne olursa olsun, karşımıza kim çıkarsa çıksın bu yolun dönüşü yoktur. Tarihimiz bize sorumluluk yüklüyor. Her zaman dik durmak, belirleyici ve yön veren olmak zorundayız.

AŞILAMADA BAŞARILIYIZ

Son dönemlerde iç meselelere fazla gömüldük. Kovid-19 salgınının olumsuzlukları bütün dünyada olduğu gibi bizi de etkiliyor. Bu salgını en az hasarla, en az kayıpla atlatabilmek için canla başla bir mücadele veriliyor. Aşılamada dünyanın en önde gelen, en başarılı ülkeleri arasındayız ve bunun semerelerini çok yakında göreceğimiz muhakkaktır. Tedbirlere sıkı şekilde uymanın işimizi daha da kolaylaştıracağı da unutulmamalıdır. Böyle devam eder ve biraz daha sabır gösterirsek bahar aylarında çok büyük bir rahatlamanın ve buna bağlı olarak normalleşmenin sağlanabileceği hem yetkililer tarafından ifade ediliyor, hem de gidişata bakınca kolayca anlaşılıyor.

HEVESLERİ KURSAKLARINDA KALDI

İçeride uğraştığımız mesele keşke sadece Kovid-19 salgını ile sınırla kalsa. Bizi kendi içimizden vurmak isteyenler hiç boş durmuyor, karıştırıyor ve kışkırtıyorlar. Boğaziçi Üniversitesinde sahne alan fitneyi bütün Türk milleti dikkatle ve ibretle takip etti. Üniversite gençliğimiz öğrenci görünümlü terör unsurları tarafından kışkırtılıp istismar edildi. Ne acıdır ki, zillet güruhu da bu kirli oyuna alet olup destek verdi. Ancak çok dikkatli olduk, kararlı hareket ettik ve oyunları bozduk. Zilletin ve öğrenci görünümlü teröristlerin hevesleri bir defa daha kursaklarında kaldı. Yaşananlar ne kadar dikkatli, ne kadar uyanık ve ne kadar hazır olmamız gerektiğini de bize bir defa daha gösterdi.

TERÖR BİTİRİLECEK

Terör uzun yıllardır gündemimizde. Bu fitneyi artık bitirmek, bu belayı kökündün söküp atmak için olağanüstü bir çaba gösteriyoruz. Çok büyük mesafe aldık. İçeriyi neredeyse tamamen temizledik, dışarıda da peşlerini bırakmıyor, bulundukları inleri başlarına yıkıyoruz. Gara operasyonu bunun en son örneğidir. Bütün dünya iki şeye bir defa daha tanıklık etti. Bunun birincisi, Türk milletinin önüne konulan hiçbir engelin işe yaramayacağı, kahraman güvenlik güçlerimizin her şartta, her yerde bu hainleri bulup yok edeceğinin iyice anlaşılmış olmasıdır. İkincisi de, karşımızda nasıl vahşi, nasıl kahpe, nasıl kalleş bir katil sürüsünün bulunduğudur. Bunlara bir üçüncü olarak ilave edilecek unsur, zillet güruhunun ülke ve millet düşmanları ile nasıl iç içe geçtiği ve milletten alamadığı iktidarı krizde, kaosta, terörde ve hatta ihanette aradığıdır.

ŞER İTTİFAKI YİNE AZDI

Bütün bu meselelerle uğraşırken, Türkiye ile meselesi olan şer ülkelerini ve kurdukları kanlı ittifakları da görmezden gelemeyiz. Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de, Kıbrıs’ta, Ege’de ve hatta Kafkaslar’da karşımıza çıkanlar ne geri çekildiler, ne vazgeçtiler. Hâlâ fırsat kolluyor, hâlâ arkadan vurabilmek için plan yapıyorlar. Ne Yunanistan’ın küstahlıkları bitiyor, ne de bu ülkeyi bize karşı kullanmak isteyenler kurdukları kirli oyunlara ara veriyor. ABD’yi, Fransa’yı, Rum’u, Yunan’ı, İsrail’i, Ermeni’yi ve bunların yancılarını biliyor ve tanıyoruz. Bunlara bir de başta Birleşik Arap Emirlikleri denilen ülkecik ile Mısır ve Suudi Arabistan gibi sözde Müslüman, özde Müslüman kanı üzerinden diktatörlüklerini sürdürmek isteyen zavallıların yönettiği ülkeler eklendi. Hiç utanmadan bize karşı Yunanistan’la ittifak kuruyor, İsrail’le iş tutuyorlar. Yine azdıklarını, yine boylarını aşan işlere yönelmek için harekete geçtiklerini ibretle izliyoruz. Bir araya gelip şer ittifakları kurmaya ve güya Türkiye’ye gözdağı vermeye uğraşıyorlar.

AKIBETLERİ YİNE AYNI OLACAK

Türk milleti bu şer ortaklıklarına da, bu alçak ittifaklara da alışıktır. Tarihte bu tür rezilliklerin çok örneğini gördük. Belki bedel ödedik ama hepsiyle baş ettik, hepsini eninde sonunda ortadan kaldırdık. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, yine öyle olacaktır. Zaten onlar da bunun farkındalar, bu akıbetin kaçınılmaz olduğunu çok iyi biliyorlar. Bu korku ile bir araya geliyorlar ama en küçük bir fiskede darmadağın olacaklardır. Tarihte birçok örneğini gördüğümüz gibi, Türk’ün şaşmaz iradesi, şanlı direnişi karşısında birbirlerine düşüp kendi kendilerini bitirecekleri de bugünden bellidir. Bütün mesele bizim kendi birliğimizi sağlam tutmamızdır.