Busenaz Sürmeneli ile söze başlayalım… Memleketin ciğerleri yanarken Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları’nda Türk sporcularımızın başarıları acımıza bir nebze teselli oluyor. Milli boksörümüz Busenaz Sürmeneli, Türk milletini gururla temsil ettiği Tokyo’dan, yüreğinin Anadolu’da attığını vurgulayan şu cümleleri kurmuştu:

“Bekle Türkiye’m o madalya gelecek bize, ülkemize gelecek, o yangınları da çıkaranlar… Bir ölür, bin diriliriz!”

Ve sözünü tuttu. Çinli rakibini yendi ve olimpiyat tarihimizin ilk şampiyon boksörü oldu! Amerika ve Çin’in bronz ve gümüş madalyalarla alt basamaklarda olduğu madalya töreninde Busenaz, Türk bayrağını zirveye dikerek gözyaşları ile İstiklal Marşı’mıza eşlik etti… “Ne Amerika ne Çin her şey Türklük için!” der gibi…

Busenaz gibi kendi Tokyo’da, yüreği Anadolu’da olan tüm milli sporcularımız ciğerimiz yanarken bir yudum su kadar aziz geldiler bize… Galibiyet alan yahut alamayan tüm milli sporcularımız bize gurur oldu, yaralarımızı yürekten sardı… Busenaz’ın yangınları çıkaranlara tepkisi nasıl içimizi rahatlattıysa; Filenin Sultanları’nın gözyaşları da öyle içimizin yangınına aktı… Çünkü esas başarı bir olabilmektir, bir olursak daima galip oluruz. Busenaz’ın dediği gibi bir ölsek, bin diriliriz…

Yakılan manzaramız derin bir acı verse de bu birlik manzarası umut yeşertiyor. Her ne kadar birliği parçalamaya, huzursuzluk çıkarmaya, merhem değil kibrit çöpü olmaya çalışanlar olsa da… Misal, memleket yanarken fitne dağıtmak için gezen Meral Akşener… Utanmadan bir de “Hakkımı helal etmiyorum” diyor. Ya hu, fitne saçmak haktan sayılıyor muydu..? Yönetmeye talip olduğu millete bela okuyor, milletin canı yanarken olmayan hakkının hesabını dürüyor, elini taşın altına koymak yerine taşın üzerine oturup laf cambazlığı yapıyor… Daha ne sayalım ki, felaket hâlinde dahi muhalefet etmenin derdinde olanın memlekete ne hayrı dokunabilir..? Bu zihniyet balçıkla örülmüş… Bunlar afet bölgesine gidip, bağrı yanık vatandaşın devletten yardım almasını engelliyor… Leyla Bilginel’in “Onlardan yardım almayın!” diye afetzedeleri azarlayışını ve tehdit edişini gördük. 2018’de sarı hummaya yakalandığında, “onlar” dediği devlet, özel sağlık ekibi gönderip Tayland’dan Türkiye’ye aldırmıştı onu… Hey gidi hey, bunların tükürükler saçarak yayınladığı videolara kanıp sosyal medyadan Türkiye’yi kurtarmaya çalışanlar var bir de. Çok duyarlılar, yapılanı asla görmezler, oturdukları yerden yapılmıyor diye şov yapanların şakşakçısı olurlar… E hâliyle gürültülü bir güruh oldukları için çokmuş imajı verirler ama boş tenekeden farkları yok. Birlik bilmezler, sırf devletle bir olmamak için ayrı ayrı başına buyruk yardım işine girişir, düzensiz yardımlar ile yardımı yararsız hâle getirirler. “Devletten almayın!” der, sonra da “devlet burada yok, vergilerimiz nerede? …” diye milleti ayaklandırmaya girişirler. Adamın “devlet yok, uçak yok, müdahale yok!” diye haykırarak çektiği videoda arka fondan 2 uçak geçiyor, askerler gözüküyor ama buna rağmen o video rağbet görüyor, elden ele paylaşılıyor. Her fırsatta karşı tarafı koyunlukla suçlayanların koyun olması ironisi, trajikomik bir hâl…

Ormanlarımız bir kıvılcım ile yakılırken milletimiz de ayrık otları ile sarılıyor… Ne farkı var..? Şu durumda dahi nefret doluysanız, bu millete huzur getiremezsiniz!*

Size rağmen Türk milleti bir ve diri, size rağmen “Bir ölüp, bin dirileceğiz!”. Bu topraklar cephede sırt sırta çarpışanların kanı ile sulandı, yani bu topraklarda birlik varsa dirlik olur. Biz birbirinden habersiz insan topluluğu değiliz, biz bir milletiz, Türk milletiyiz! Burası Amerika veya Avrupa değil. Bu topraklar da ayrık otları için elverişli değil. Birlik oldukça küllendiği yerden yeşerir topraklar. Birlik oldukça galip oluruz!

Milli sporcularımız için bir avazdan marşımızı okuduğumuz gibi, tüm farklılıklarımızı bir kenara koyarak yanan ormanlarımızı da bir avazda söndürüp yaralarımızı beraber sarmayı dilerim…

***Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları’na katılan tüm milli sporcularımıza tebrikler! ve başarılar!***