BİN LİRA İLE

DOLANDIRILANLAR !!!

(Ramazan KARACA)

Gün geçmiyor ki, haber bültenlerinde dolandırıcılık haberi olmasın. Hemen her gün izliyoruz, okuyoruz ya da birilerinden dinliyoruz, dolandırıcılık hikâyelerini… En son açıklanan dolandırıcılık olayını okuduğumda inanın korktum. Bu öyle bir yöntem ki, birçok kişi bu tuzağa düşebilir diye düşündüm…

Şeytani bir planla yapılan dolandırıcılık şöyle açıklandı:

“Yeni dolandırıcılık şebekeleri çıkmış. PTT kıyafetli kişiler size devletten bin TL gönderildi diyerek para getiriyorlar. Para gerçek… Teslim aldığınıza dair imza attırıyorlar. Formun altına iliştirilmiş belgeleri görmüyorsunuz. Böylece vekâlet alınıp üzerinize kayıtlı ne varsa satıyorlar ya da tefeciden borç alıp senette imzalayabilirler. Dikkat edin. Bin TL gerçek para veriyorlar. Ama tüm malınıza ipotek ve haciz koydurarak sizi soyup soğana çeviriyorlar. Sakın imza atmayın. İmza attığınız anda tuzaklarına düşersiniz. Noter arkadaşımın dediği maalesef aldatılanlar arasında gençler de çokmuş. Mümkün olduğunca paylaşalım belki birkaç aileyi haberdar ederek kurtarmış oluruz. Ayrıca böyle bir şeyle karşılaştığınızda asla parayı kabul edip imza atmayın ve kişileri soruşturduktan sonra derhal 155’i arayarak durumu polise bildirin ki sahtekârlar kısa sürede yakalansın.”

Açıklama aynen böyle ve genellikle gözlerine kestirdiklerine bu yöntemi çok rahat uygulayabilirler. İşte bu yüzden korktum. Eski zamanlarda evlere giderek taksitli satış yapanların senetleri imzalatırken rakamlarla oynamaları gibi…

Bu örnekten hareketle biraz da artık azalmasına rağmen telefon dolandırıcılıklarına da değinmek lazım. Kendilerini polis ve savcı olarak tanıtan kişiler insanları korkutarak paralarına ya da ziynet eşyalarına el koyuyorlar. Artık bu herkesin malumu ama yine de insanlar bu tuzağa düşüyor. Düşmemenin en kestirme yolu, bu gibi kurumların böylesi bir uygulamasının olmadığını hatırlamak ve telefonu hemen kapatmak. Israrla arayıp sizi heyecanlandırıp tuzaklarına düşürmek istiyorlar, kesinlikle açmamalıyız…

Bu arada yıllardır uygulanan facebooktan gelen mesajlarla yapılan dolandırıcılık hala devam ediyor ki, daha birkaç gün önce yine başıma geldi hatta ben de verdiğim cevabı paylaşmıştım. Facebooktan bir arkadaşımızdan mesaj geldi. Mesajda nasılsın iyi misin faslından sonra; “Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı faturalı hatlara özel Koronavirüs (Covid-19) salgınının Ekonomik 1.250 TL sosyal yardım parası veriliyor hattın faturalımı ?” diye sordu…Ben anladım hemen hesabın çalındığını ve gereken cevabı verir vermez mesaj kesildi.

Ama hesabı çalınan kişinin belki de binlerce arkadaşı vardır facebookta, birkaç tane tuzağa düşürmüş olabilir. Aman dikkat edelim.

Geçenlerde yine bir paylaşımda dinledim, sattığı araba da elinden gitmiş adamın, hem de karşılığında aldığı para da. Çok kısa özetlemem gerekirse, internetten arayan bir müşteriye arabasını satıyor ve adam havale çıkarıyor bir isimle, arkasından noterde başka bir isim üzerine alıyor. Sonrasında birkaç gün sonra gönderdiği para dekontu ile paramı aldı bana arabayı satmadı diyerek şikâyette bulunuyor. Ayrıntılı bir dolandırıcılık ama anlatan adam neredeyse ağlıyor ve kanunen hiçbir şey yapamadığını söylüyor. Hatta dolandırıcılıktan yargılanabilirim bile diyor. Özellikle bu hikâyeden çıkardığım, artık Türkiye’de dolandırıcılık sınır tanımıyor.

Duygu sömürüsü ve bunun karşılığında dolandırıcılık yapanlar da fazla olmaya başladı. Örneğin, aldıkları usulsüz engelli raporları ile bir çok kişiyi SGK’ dan emekli eden şebekenin çökertildiği haberini okudum. Yine sahte belgelerle arsa ev satışı yapanlar mı ararsınız, yoksa internet modemini değiştirme bahanesi ile eve girip hırsızlık ve de dolandırıcılık yapanlar mı… İnsanlarımız kime neye inanacağını şaşırmış durumda. Siz siz olun çok yakın bildikleriniz dışında kimseye güvenmeyin…