Balıkesirli Gazi PAŞA BABA (Göktuğ ŞEREMETLİ)

(Göktuğ ŞEREMETLİ)

1950li yıllarda Balıkesir’de elinde omzuna dayadığı paslı bir kılıç, yaz-kış asker paltosuyla dolaşan, askeri bando geçerken bir elinde bayrak diğer elinde bir kılıçla onlara selam veren, göğsünde bir İstiklâl Madalyası takılı, meczup bir “PAŞA BABA” vardı.

Balıkesir’in ana caddesi Millî Kuvvetler Caddesinde ikindiden sonra kendine mahsus bir köşede esnafın onun için özel olarak koyduğu bir sandalye üzerine çıkarak elinde kılıcı sallayarak, Çanakkale Savaşları, seferberlik yılları, Kurtuluş Savaşı kahramanları ve Atatürk hakkında bağırarak, elindeki kılıcı havada döndürerek nutuk veridi.

Biz çocuklar etrafında toplanır, kulakları zor duyduğundan “Paşa Babaaaa, Atatürk’ü anlat.” Diye bağırırdık.

Paşa Baba hemen “Gaziiiiiiiii Mustafa Kemal Paşaaa.”diye başlar, Büyük Taarruza atlardı.

Paşa Babamız 26 Nisan sabahı İngiliz gemilerinin “silindir ateşi” tabir edilen ayni yeri dokuz, on saat top ateşine tutarak yok etmeye çalıştıkları muharebeden sağ kalanlardandı.

25 Nisan 1915 gecesi çoğunu Balıkesirli askerlerin oluşturduğu Ayvalık-Burhaniye-Edremit’den getirilen 29.Alayın yerleştiği siperleri 26 Nisan sabahı İngilizler silindir ateşine tutmuş, koca alaydan sadece 150-160 kadar asker sağ kalabilmişti.

Raporlara göre: “Askerlerin çoğu aklını yitirmiş, hemen hemen hepsini kulakları sağır olmuştu.”

Paşa Baba’nın nerede yaşadığını, neler yaşadığını bilmiyorum.

O zamanki çocuk aklımla soramadım bile.

Sadece yıllar sonra yaşlı bir başka gaziden onun 29.Alay’dan olduğunu, daha sonra Millî Mücadeleye katıldığını öğrendim.

Bu dünyadan bir PAŞA BABA da geldi geçti.

Sessizce ve kimseye minnet etmeden, boyun eğmeden elinde bayrağı ve kılıcıyla yaşadı hep.

Bütün gazilerimiz gibi sessiz ve kalbinde

vatan sevgisi,

bayrak sevgisi,

bağımsızlık sevgisiyle yaşadı.

veee bu dünyadan pek çok PAŞA BABAlar geldi geçti.