AMERİKAN FANTEZİSİ

Sıtkı Şeremetli

AMERİKAN FANTEZİSİ

Herşey Baba Bush’un histerik petrol aşkıyla başladı…

Saddam Kuveyt’i işgal etmiş, Dünya petrol üretiminin beşte birine sahip olmuştu…

Tarih, 11 Eylül 1990…

Çöl Fırtınası harekâtıyla Saddam’ı Kuveyt’ten çıkaran ABD Başkanı George Bush Amerikan Kongresi’nde konuşuyordu:

“Milletler arasında yeni bir ortaklık başlamıştır. Bugün, eşsiz ve olağanüstü bir andayız. Bütün ağırlığına rağmen Körfez Krizi tarihi bir iş birliği için nadir görülen bir fırsat sunuyor. Bu zor zamanlarda bizim beşinci hedefimiz, “Yeni Dünya Düzeni”dir. (Diğer dört hedef: Irak, Kuveyt’ten şartsız çekilecek; Kuveyt’te meşru bir yönetim tekrar kurulacak; Körfez’de güvenlik ve istikrar tesis edilecek; yurtdışındaki Amerikan vatandaşları korunacak.)

Terör tehlikesinden azade, adalet yolunda daha güçlü, barış arayışında daha güvenli yeni bir dönem. Doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi ile dünya milletlerinin uyum içerisinde beraber yaşayacağı bir dönem.”

*

Yani Ortadoğu’yu ateş çemberine atma planlarının yapılmaya başlandığının ABD Başkanı Baba Bush’un Dünya’ya ilan edişi..

10 yıl boyunca masaya konan Ortadoğu haritası defalarca değişmiş ve enerji kaynaklarının hangi ülkeler arasında bölüşüleceği nihayet son şeklini almıştır…

*

Burada Türkiye en önemli coğrafi pozisyondadır…

Adeta küçük Amerika haline getirdikleri 1980 sonrası Türkiye’de, gidecekleri amaca hizmet edecek gönüllüler seçilmeye başlanmıştı…

Ortadoğu’da oluşacak bir kargaşayı yatıştıracak dini bütün (!) biri olmalı ve bu projeye oda dahil edilir gibi yapılıp kullanılmalıydı…

İslamcı muhafazakarlar bu iş için en iyi adaylardı…

Ama Erbakan milliyetçi hassasiyetleri olan koca kurttu ve ABD’nin oyununa gelmezdi…

Parti içinden ABD’ye en yakın olanlar koparılmalı ve yeni bir parti kurulmalıydı…

Fazilet partisi bu dönemde Anayasa mahkemesi tarafından kapatıldı ve milletvekilleri bağımsız kaldı…

Bir kısmı Recai Kutan’ın peşinden gitti…

Gül, Davutoğlu ve islamcı kesimden gelen birçok kişi Erdoğan’ı Amerika’nın yalan vaatleriyle ikna etti ve AKP 14 Ağustos 2001’de kurularak kopuş yaşandı…

*

Baba Bush’un kongre açıklamasından tam on yıl sonra aynı gün Oğul Bush’un döneminde, Ortadoğu projesi hayata konuluyordu…

Tarih, 11 Eylül 2001…

El Kaide militanlarının el koyduğu söylenen dört uçak değişik hedeflere saldırmak için yola çıkıyor…

İkisi New York’un merkezindeki Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kulelerini vururken üçüncü uçak Pentagon’a çarpıyor…

Washington’u hedef aldığı söylenen dördüncü uçağın hedefe varamadan düştüğü açıklanıyordu…

Oğul Bush akabinde yaptığı açıklama ile Afganistan’a girme kararının gerekçelerini açıklıyordu: “Amerikan halkı niçin bizden nefret ettiklerini soruyor. Onlar, burada gördüğünüz demokratik yolla seçilmiş bir hükümetten nefret ediyor. Çünkü onların liderleri seçilmiş değil. Bizim özgürlüklerimizden nefret ediyorlar. Din özgürlüğümüzden, ifade özgürlüğümüzden, oy verme özgürlüğümüzden. Ortadoğu’nun mevcut hükümetlerini; Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdün rejimlerini yıkmak istiyorlar. İsrail’i Ortadoğu’dan söküp atmak istiyorlar. Bu sadece Amerika’nın savaşı değil. Mesele sadece Amerika’nın özgürlüğü de değil. Bu, dünyanın savaşıdır. Bu, medeniyetin savaşıdır.”

*

Şartlar ne güzel oluşturulmuş değil mi?

Ortadoğu’da halk kışkırtılacak ve ülkeler parçalanıp medeniyet Amerika eliyle getirilecekti…

Hatta İslami kurallara göre yönetilen ülkeleri bile, Amerikalı hristiyanlar koruyacaklardı…

Onların gözünde yapılacak herşey, çekilecek her eziyet bu halka mübahtı…

Barbar (!) Ortadoğu halkları sayelerinde “Medeniyet”le tanışacaktı…

Halbuki isteseler Atatürk’ün inşa ettiği Türkiye Cumhuriyeti’ni örnek alır bu tuzağa düşmezler ve bugün parçalanmazlardı…

*

Plan tuttu mu?

Tuttu…

1990 ve 2019 arası Türkiye defalarca bu bataklığın içine çekilmeye çalışıldı…

Bu arada PKK semirtildi…

Özal’ın bir kaç çapulcu dediği teröristler çevre ülkelerde ABD ve Avrupa eliyle üs kurularak lojistik ve silah desteğiyle bugüne kadar getirildi…

40 bin kişinin Şehit olmasıyla Türk Milleti acılarla, kapanmaz yaralarla ve nefretle dolduruldu…

*

Ortadoğu parçalanırken Türk devletine sinsice yerleşen FETÖ’cü ABD’nin yerli işbirlikçileri darbe girişimini 15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleştirdi…

Eğer batıda başarılı olsalardı o gece doğudan PKK’da kalkışma başlatacaktı, olmadı…

Oyun, Devletin iç dinamikleri tarafından bozuldu…

*

Türkiye’yi ilk teşebbüste FETÖ’cüler eliyle yıkamayan ABD, PKK’nın Suriye kolu YPG’yi güçlendirme yoluna gitti ve daha önceki yıllara nispeten binlerce tırlık ağır silah sevkiyatı yaptı…

Suriye’de adeta karışık milletlerden ve dinlerden oluşan terörist bir ordu yarattı…

YPG’lilerin kendi söylemlerine göre altmış bin, TSK onaltı bin diyor…

*

Türkiye’nin haklı kaygılarını bir türlü anlamak istemeyen Batı, sonunda Barış Pınarı Harekatı ile Fırat’ın Doğusunda Türk Askeri ile bir kez daha tanıştı…

Dokuz gün süren harekat sonrası Türklerle oyun oynanmaması gerektiğini yine anladılar, anlamak zorunda kaldılar…

AMERİKAN FANTEZİSİ BİTTİ…

*

Muhtemelen Türk Askeri durmak istemezdi, bu coşkuyla Irak sınırına kadar giderlerdi. Fakat henüz daha tam bağımsız değiliz. Bazı gerçekleri göz ardı edemeyiz…

Ekonomiyi düşünerek, dik duruşumuzun karşısında teklifleri değerlendirdik…

17/10/2019 tarihinde imzalanan anlaşma uyarınca 32 kilometrelik güvenli bölge Türkiye’ye teslim edildi…

*

Hiç kimsenin kuşkusu olmasın, TSK orada…

Herhangi bir olumsuzlukta, 120 saat dinlenen ordu aslanlar gibi saldıracak güce erişecek, silah ikmali olacak ve bu kez Irak’a kadar hiçbir anlaşma yada ateşkesi dinlemeyecektir…

YPG denize ulaşamadı bunu bitirdik, güneye savurduk. Orada rahat durmaz silahlarını tamamen teslim etmezlerse kendileri bilirler…

Türk asildir, vicdanlıdır, merhametlidir ama bir o kadarda savaşçıdır…

“Sonunu düşünen kahraman olamaz” der ve o zaman kimse Türk’ü durduramaz…

 

LEYLA DÜZEL

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ