Siyah kravat, kırmızı kravat

Sıtkı Şeremetli

Siyah kravat, kırmızı kravat

          Kemal Kılıçdaroğlu eylem ve söylemleriyle öyle bir ‘yeni CHP’ yarattı ki, gönül ilişkisi kurmadığı ve gönüllü avukatlığını yapmadığı terör örgütü nerdeyse hiç yok gibi… PKK, YPG, PYD, DHKP-C, TİKKO, MLKP ve FETÖ bunların başında geliyor. Dünyanın diğer bölgelerindeki terör örgütleriyle bir bağ kurdular mı bilmiyoruz. Ama araştırılsın kesinlikle bir bağı çıkar.

Bugün FETÖ bağı konusundaki ilişkilerine değinmek istiyorum. Bazı noktalara kafam takıldı. Bugün onları sorgulayacağım.

FETÖ AKP ile yollarını ayırdıktan sonra CHP’ye yanaşmıştı.

3 Aralık 2013 tarihinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyaretinde cemaatle görüşmesi çok ilginçti. Çünkü bu görüşmeden sonra 17-25 Aralık operasyonları gerçekleşmişti.

17-25 Aralık operasyonundan 2 hafta önce Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP heyetinin Fethullah Gülen’in onursal başkanı olduğu, ABD’deki cemaat derneklerini tek bir çatı altında toplayan; Turkic American Alliance’ın Başkanı Faruk Taban ve diğer yöneticileriyle otelde kahvaltı yapması bir tesadüf olamaz değil mi?

Bu tarihten sonra CHP-FETÖ adeta iç içe geçmişti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun 6 danışmanının ve avukatının FETÖ bağlantılı çıkması, hapislerde yatan ve 28 bin kez FETÖ’nün kriptolu haberleşme aracı Bylock’a erişim sağladığı belirlenen danışmanının olması düşünüldüğünde zaten FETÖ’nün CHP’de hücrelendiği çok net anlaşılıyor.

Eski CHP Milletvekili Yılmaz Ateş’in geçtiğimiz günlerdeki , “CHP şuan FETÖ’nün gölgesinde boğuluyor” tespiti şu an CHP’nin içinde bulunduğu halin en net özetidir.

CHP’nin maskesini düşüren en önemli olay da FETÖ’nün gerçekleştirdiği 15 Temmuz hain darbe girişimidir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu süreçte yaptığı propagandalar tamamen FETÖ’yü aklamaya ve darbe girişimini sulandırmaya yönelik söylemlerden oluşmuştu.

Önce “İktidarda 120-180 ByLock’çu olduğu biliniyor. ByLock’çu milletvekillerini neden koruyorsunuz?” diyerek ortaya çıktı. Daha sonra FETÖ’nün haberleşme sistemi olan ByLock’u kullanan dört bakanın ismini zamanı gelince kamuoyuna açıklayacağını söyledi. Her iki iddiasında da ortaya ne belge, ne bilgi koyabildi.

Bu ispatsız iddiaları ByLock konusunu sulandırmak için özel bir çabaydı. Daha sonra 15 Temmuz darbe girişimi için sulandırma ve FETÖ’yü aklama çabalarına başladı. FETÖ’cü alçaklar askerimize, polisimize, vatandaşımıza, devlet kurumlarına bomba yağdırmış, 252 şehidimiz, 2196 gazimiz olmuş ama Kemal Kılıçdaroğlu “15 Temmuz kontrollü darbe girişimi ve tiyatro” diyerek yine siyasi bir alçaklığa imza atmıştı.

Oysa Kemal Kılıçdaroğlu toplum baskısından katıldığı 15 Temmuz sonrası Yenikapı mitinginde “15 Temmuz akşamı Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanan bir çete grubu Türk demokrasisine darbe yapmak istedi. Parlamento’ya darbe yapmak istedi. Daha doğrusu size, bize, hepimize darbe yapmak istedi. Ama çok şükür özellikle buradan TBMM’yi 15 Temmuz akşamı sabaha kadar açık tutan ve yöneten TBMM Başkanı’na yürekten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Parlamenter sistemimize karşı bir darbe yapmak istediler. Bizim Cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe girişimidir bu. 240 şehidimiz var. 240 aslanımızı toprağa verdik, 240 demokrasi şehidimize Allahtan gani gani rahmet diliyorum” nutukları atmıştı. Herhalde FETÖ tarafından bir uyarı geldi ki sonradan “15 Temmuz kontrollü darbe girişimi ve tiyatro” demeye başladı.

Kemal Kılıçdaroğlu 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu akşam Ankara’dan İstanbul’a gidiyordu. Atatürk Havalimanı’na indi ve bekleme salonuna geçti. Koruma müdürü darbeciler ile gidip konuştu. Sonrasında darbeciler yolu Kılıçdaroğlu için açtı ve Kemal Kılıçdaroğlu Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gitti. 15 Temmuz darbe girişimine karşı zerre tavır göstermeden, darbecilerin arasından çıkıp giden Kemal Kılıçdaroğlu’nda havaalanı ve oradan Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine geçip, televizyon izlerken poz verdiğinde bir şey dikkatimi çekti.

O da Kemal Kılıçdaroğlu’nun havaalanında kravatı siyah, Bakırköy Belediye Başkanı evinde kırmızı renkteydi.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz darbe girişimini daha önceden bilmemesinin ihtimali yok. Çünkü 2013 yılından itibaren FETÖ’nün CHP’ye olan ilgisi, ilişkisi, bağlantısı oldukça artmıştı.

Siyah renk “Ağırlık, Güç, Tutku, Hüzün, matem” mesajı iken, kırmızı renk ise “Hareketlilik, Canlılık, Hırs, Cesur, Kararlılık, Tehlike, Talepkâr, Cesur, Aciliyet” anlamlarını barındırdığı için tekrar soruyoruz. Bu kravat değişikliğini neden yapmıştı?

Kemal Kılıçdaroğlu 15 Temmuz gecesi FETÖ’den bir haber mi bekliyordu yoksa? Cezaevinde bulunan darbeci komutan Akın Öztürk’ün 15 Temmuz’dan 1 ay önce dişlerini yaptırdığı dişçisine, “Acele et 1 ay sonra kameraların karşısına çok çıkacağım” cümlesi aklıma geldi nedense? Bu arada Kemal Kılıçdaroğlu, Süleyman Soylu’nun “Kemal Kılıçdaroğlu bir dişçi muayenesinde Fethullah Gülen’le telefonda görüştü” iddiasına niçin susuyor?

Gazeteci Mahmut Övür bu görüşmenin bilgi notlarını da yayınladı. CHP tüm bunlara karşı niçin susuyor? Eski CHP Milletvekili Yılmaz Ateş’in “CHP şuan FETÖ’nün gölgesinde boğuluyor” sözü sanırım herşeyin özetidir.

Tüm terör örgütleriyle içli dışlı olan CHP’nin hali hal değil gerçekten. Bir gün başına bu yüzden büyük bir bela alacak.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ