Sıtkı Şeremetli

Gençler aklınıza mukayyet olun, operasyon var!

Kılıçdaroğlu, evinin mutfağı olduğunu iddia ettiği bir yerden gençlere seslenen bir video yayınladı. İddia diyorum, çünkü kendileri PR çalışmalarının ehli olduğu için “halktan biriyim bakın görün.” ortamı kurgulanmış da olabilir. Zaten paylaşım üzerine, yoğun bir şekilde “burasının Kılıçdaroğlu’nun evi olmadığına eminim ama ispatlayamam.” yorumları yapıldı. Gençlerin algısına bir taarruz peşindeyseniz, bu tarz tiyatroların gençleri kandırmayacağını da bilmelisiniz.

Gelelim videoya, “samimi bir görüntü vermeye çalışalım, gençlerin algısını yakalayalım” derken yine ayarı tutturamayıp dibe düşüyorlar. Anaokulu seviyesinde siyaset yapıyorlar. Ülkenin ana muhalefet partisinin lideri güya gençlere seslenecek; kuruyor ortamı, geçiyor kamera karşısına, gençleri bölüyor, kendi fikrini eleştirenlere trol diyor ve geri kalanın da aklı ile alay edercesine konuşuyor. Tabii vatandaşı sınıflandırmak bu cenahın karakter özelliği, biz buna yakın tarihten şahidiz. Milleti ayırmadan, bir ederek Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu parti, maalesef mirasçıları tarafından Atatürk’ün ölümü itibarı ile ideolojik olarak yıkıldı. Ardından gelenler demokrasiyi darbe ile karıştırdı, milleti yönetmeyi milleti sınıflandırmak sandı…

Tarih asla bu denilenleri yalancı çıkarmaz, *bu cenah dilinde demokrasi, fikrinde darbe olan bir hürriyet suikastçısıdır. Cepheye omuz omuza koşup, Meclisi yan yana kuran milleti, aydınlar ve cahiller olarak sınıflandıran bunlardır. Bunlar Atatürk’ün “Köylü, milletin efendisidir.” dediği partide, parti içi devrim yapıp “köylü bizim hizmetlimizdir, alt kesimdir, cahildir.” diyenlerdir. Hatırlayın, bunların hizmet dönemlerinde bu ülkede köylerin ve doğunun adı yoktu. Ülkenin yöneticileri yerlerinden tenezzül edip canlanmıyordu, doğuya uğramıyordu. Dış siyasette el pençe divan durup, iç siyasette de sınıflandırdığı millet içerisinde elit olan üst kesim rolü üstleniyordu. CHP dün sınıflandırarak, ezerek kutuplaştırdığı ülkede bu gün halk adamı siyaseti yapıyor. Cumhuriyeti bir moda akımı gibi tanımlayarak, “Cumhuriyet kadını” ifadesi ile kadınlara sosyolojik şiddet uygulayan CHP’dir. Bugün kadın hakları konusunda en çok konuşan da yine CHP’dir. Dün kendi yıktıklarının hesabını, bugünün iktidarından soruyorlar… Ya CHP’de bir akıl tutulması var ya da CHP milletin aklını tutmaya çalışıyor. Yapılan tiyatro gösterilerine bakıldığında ikinci ihtimal daha kuvvetli tabii.

CHP hafızasına tutulan ışık ardından gelelim, yayınlanan video ve gençlere seslenişe. Atatürk’ün dik duruşundan zerre nasibini alamayan ve devre göre kıvrılan CHP’liler, bu son dönemde de popüler kültüre gerdan kırarak gençleri etkileme peşine düşüyor. Cümleye ülke gençliğinin yoğun bir kesimine hakaret ederek başlıyor. Yahu hani ifade özgürlüğü..? Sizi eleştirenin ifade özgürlüğü yok mu..? Sizi eleştiren direk cahil, trol mü oluyor..? *Muhalefet olup da muhalefet edeni aforoz etmek… Sadece gençlere değil bir parantez açarsak bunlar tekelinde tuttuğu sanat camiasında da böyle; Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Sayın İbrahim Kalın’ın türküsüne kopuzla eşlik etti diye aynı fikirde oldukları Erkan Oğur’u linç ettiler… Siyasi düşünce, yönetim üzerine sunulan farklı fikirler teröre hizmet etmediği sürece bir düşmanlık sebebi değildir. Ama bunlar kendileri gibi düşünmeyeni linç ederler. *Kendileri gibi düşünmeyeni sahneye almazlar ya da başarısına alkış tutmazlar. Ola ki biri Erkan Oğur gibi yapsın, onu da böyle sahneden atarlar…

Yine kısa bir ***“CHP nedir, ne değildir?” aydınlatması ardından kaldığımız yerden devam edersek; Kılıçdaroğlu gençlerin yarısına trol deyip geri kalanının aklı ile pazarlık yaparak “hadi gelin slogancılık yapalım, mizah yapalım, kafaları karıştırıp dalgamıza bakalım, suyu bulandıralım” diyerek cümlelerine devam ediyor. Bir lider olarak ülke gençliğine yönelik bütüncül bir öğüt yok, sesleniş yok, tutarlı bir bilgi yok… ***Gençlere sesleniyor ama niyet gençleri kazanmak değil, ayaklandırmak!*** Bir liderin vasfı yara açmak değil açık olan bir yaraya merhem olacak yönetimi sağlamaktır. Ama Kılıçdaroğlu ne yapıyor, önce bir yara açıyor, sonra o yarayı sürekli kaşıyarak hastalık hâline çevirmeye çalışıyor, niyeti bu hastalığın tüm bedene yayılması… Milleti dinginliğe, düşünmeye, çalışmaya davet edeceği yerde sokağa, kaosa, kargaşaya davet ediyor. İşte burada, dilindeki demokrasiyi fikirlerinde katlediyor.

CHP ülkenin aydınlık yüzü(!) olarak ifade ettiği ekibi ile sosyal medyadan topladığı, yarısı asparagas olan haberleri kaynak alarak muhalefet yürütüyor. Bir soru soruyor ama asla karşı tarafın açıklamalarını dinlemiyor ve kimsenin dinlemesine de müsaade etmiyor. Laf kalabalığı, mizansen tavırlarla popüler kültürün zihinlerde kurduğu egemenliğin kaymağını yiyor. İnsanların bilgiyi kaynağından dinlemek yerine sosyal medyada aradığı ve her duyduğuna inandığı şu dönemde, CHP bilgi kirliliği yayıyor. Samimiyet tiyatrosu kuruyorlar, gömleğin kollarını kıvırıp halk adamı pozları kesiyorlar.

**Keşke şimdi gömleğin kollarını kıvırıp milletin karşısına çıktığınız gibi geçmişte iş sizin elinizdeyken paçaları sıyırıp halkın arasına karışsaydınız.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ